Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/2954 Esas 2022/4486 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/2954
Karar No: 2022/4486
Karar Tarihi: 06.06.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/2954 Esas 2022/4486 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/2954 E.  ,  2022/4486 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SAYISI : 2019/275 E., 2019/560 K.
    SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
    HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
    TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
    İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
    I. HUKUKÎ SÜREÇ
    1. Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.06.2015 tarihli ve 2014/1445 Esas, 2015/701 Karar sayılı kararıyla, sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan açılan kamu davasında eylemin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 inci maddesinin birinci fıkrası ve 35 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği kasten öldürmeye teşebbüs suçuna dönüşme ihtimaline binaen delillerin takdir ve değerlendirmesinin yüksek dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle 5235 sayılı Kanun’un 11 inci ve 12 nci maddeleri ile 5271 sayılı Kanun'un 3 üncü ve 4 üncü maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmiştir.
    2. Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.11.2018 tarihli ve 2015/312 Esas, 2018/276 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 6 yıl 18 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.
    3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin, 20.02.2019 tarihli ve 2019/275 Esas, 2019/560 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir
    II. TEMYİZ SEBEPLERİ
    Sanık müdafiinin temyiz sebebi; sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin birinci fıkrası gereği meşru savunma ya da aynı Kanun'un 27 nci maddesinin birinci fıkrası gereği meşru savunmada sınırın aşılması kapsamında kaldığına ilişkindir.


    III. OLAY VE OLGULAR
    Temyizin kapsamına göre;
    A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
    1. Sanığın olay tarihinde evinde uyuduğu sırada katılanın yakınları olan çocuklar ile sanığın çocukları arasında kavga çıktığı ve bu sırada uyanan sanığın, kendi çocukları ile başka çocukların kavga ettiklerini gördüğü, Husaş huğlu marka av tüfeğini alıp dışarıya çıktığı, bir iki el ateş ettiği, tekrar içeri girdiği ve kapıdan av tüfeğinin namlusunu dışarıya uzattığı, o sırada katılanın av tüfeğinin namlusundan tuttuğu, bu esnada sanığın av tüfeği ile ateş ettiği ve katılanı sağ uyluk kemiğinden yaraladığı, bu yaralama nedeniyle katılanın hayati tehlike geçirdiği, yaralamanın basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, hayat fonksiyonlarına etkisi ağır (6) derecede olacak şekilde kemik kırığı meydana geldiği, ayrıca yaralamanın total kalça protezine neden olması sebebiyle organlardan birinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde olduğu, taraflar arasında adam öldürmeyi gerektirecek herhangi bir husumetin bulunmadığı, sanığın bir anlık öfke ile eylemini gerçekleştirdiği, sanığın eylemi ve olay bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın eyleminin adam öldürmeye teşebbüs niteliğinde olmayıp kasten silahla yaralama niteliğinde olduğunun kabulü ile buna göre uygulama yapıldığı belirlenmiştir.
    2 Sanığın her aşamada üzerine atılı suçlamayı kabul ettiğini ve eylemin, tüfeğinin namlusunu aşağıya doğru tutarak kapıya yöneldiği ve elinin tetikte olduğu sırada katılanın tüfeğin namlusunu tutması üzerine tüfeğin ateş alması nedeniyle olayın gerçekleştiğini beyan etmiştir.
    3.Sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak; Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim olunan, 03.08.2016 tarihli;
    "... kişiye ait hemogram raporlarında HGB değerinin 11.02 g/dl değerinden 7,96 g/dl değerine düşerek % 20'den fazla kan kaybına işaret eden klinik tabloya ve sağ femur proksimal parçalı kırığı, iliak kanat kırığına neden olduğu, Total Kalça Protezini gösteren grafi gönderilen evraklarda olmadığından incelenememekle birlikte Özel Mecidiyeköy Çevre Hastanesinin 20/06/2015 yatış ve 23/06/2015 çıkış tarihli 1423 no.lu epikriz raporunda belirtildiği üzere Total Kalça Protezi ameliyatının yapılmış olduğu cihetle,
    Ateşli silah yaralanması sonucu kişide %20'den fazla kan kaybına ve Total Kalça Protezine neden olan yaralanmasının,
    i) Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu,
    ii) Kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı,
    iii) Vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi Hafif (1), Orta (2-3) ve Ağır (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında ve birden fazla kırık saptandığından; şahısta saptanan kırıkların müştereken hayat fonksiyonlarını 6 (AĞIR) derecede etkileyecek nitelikte olduğu,
    iv) Yüz sınırları içerisinde cilt bütünlüğünü bozan travmatik lezyon tarif edilmediğinden yüzde sabit iz tayinine mahal olmadığı,
    v) Organlarından birinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde olduğu"
    Görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.
    B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
    İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunup bulunmadığı anlaşılmıştır.

    IV. GEREKÇE
    1. Sanık müdafiinin temyiz sebepleri ile Mahkemenin kabulü birlikte değerlendirildiğinde; sanığın her aşamada oluşa ilişkin istikrarlı beyanlarında, tüfeğinin namlusunu aşağı doğru tutarak evinin kapısına doğru yöneldiğinde katılanın tüfeği tutup almaya çalıştığı, bu sırada eli tetikte olduğu için tüfeğin ateş aldığı şeklinde anlatımlarda bulunduğu, keza katılanın da sanığın kapısı açıldığında namluyu gördüğünü, sanığın elindeki tüfeğin namlusunu dışarı doğru uzattığını, tüfeğin namlusunu tuttuğunu ve ucunu aşağı doğru bastırdığını, sanığın tüfeği kurtarıp kendisini hedef alarak ateş ettiğini bildirdiği, katılan hakkında tanzim olunan adlî muayene içeriğine göre katılanın sağ uyluk lateralinden yaralandığı da dikkate alındığında, sanığın eyleminin olası kast ile gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
    2. Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (e) bendi uyarınca belirlenen 4 yıl 6 ay hapis cezasının, katılanın organlarından birinin işlevini yitirmesi sebebiyle aynı Kanun'un 87 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca (2) kat artırılması neticesinde belirlenmesi gereken ceza miktarı "12 yıl 18 ay hapis cezası" iken hesap hatası neticesinde "8 yıl 12 ay hapis cezası" olarak tespiti suretiyle eksik ceza tayini, hukuka aykırı bulunmuştur.

    V. KARAR
    Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin, 20.02.2019 tarihli ve 2019/275 Esas, 2019/560 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, temyiz edenin sıfatı karşısında sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının, 5271 sayılı Kanun'un 307 nci maddesinin beşinci fıkrası gereği dikkate alınmasına,
    Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2022 tarihinde karar verildi.




    Hemen Ara