Esas No: 2022/5067
Karar No: 2022/4485
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5067 Esas 2022/4485 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/5067 E. , 2022/4485 K."İçtihat Metni"
B O Z M A Ü Z E R İ N E
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/52 E., 2021/375 K.
SUÇLAR : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Terme Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.06.2016 tarihli ve 2015/277 Esas, 2016/701 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ayrı ayrı 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Terme Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.06.2016 tarihli ve 2015/277 Esas, 2016/701 Karar sayılı kararının, sanıklar müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 10.11.2020 tarihli ve 2020/12209 Esas, 2020/15905 Karar sayılı ilâmıyla;
"1)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas ve 2017/247 sayılı kararında belirtildiği üzere, sanıklara ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK'nin 87/1-c-son maddesinin uygulanması suretiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Pelissier ve Sassi/Fransa, No: 25444/94, P. 67, Sadak ve diğerleri/Türkiye No: 29900/96, 29901/96, 29902/96, 29903/96, 17.07.2001) kararlarında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve CMK’nin 226. maddesine muhalefet edilerek sanıkların savunma hakkının kısıtlanması,
Kabule ve uygulamaya göre de;
2)Kurulan hükümlerde 5237 sayılı TCK'nin 86/1 ve 86/3-e maddesi uygulanarak verilen 1 yıl 15 ay hapis cezasının TCK'nin 87/1-c maddesi gereğince bir kat artırılması ile 2 yıl 30 ay hapis cezasına çıkartılması ardından TCK'nin 87/1-son maddesi gereğince 5 yıl hapis cezasına hükmedilmesi gerekirken, "TCK'nin 87/1-c maddesi uyarınca cezalarında artırım yapılarak sanıkların ayrı ayrı 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına" karar verilmesi,
3)Sanık ...'nın babası ile katılan arasında olaydan bir hafta önce bir tartışmanın meydana geldiği katılanın ifadesiyle de sabit olduğu, sanık ...'nın ise savunmalarında katılanın babasıyla kavga etmesi nedeniyle olayın gerçekleştiğini beyan etmesine göre, sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4)Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve E.2014/140 - K.2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,"
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Terme 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.09.2021 tarihli ve 2021/52 Esas, 2021/375 Karar sayılı kararıyla;
a) Sanık ... hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve aynı maddenin son cümlesi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,
b) Sanıklar Tuncay ve ... haklarında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve aynı maddenin son cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ayrı ayrı 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.
4. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 13.04.2022 tarihli ve 2022/46521 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. GEREKÇE
Ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 20.10.2009 tarihli ve 2009/1-85 Esas, 2009/242 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; iştirak hâlinde işlenen eylemin failleri olarak yargılanan sanıkların aşamalardaki savunmaları da dikkate alındığında, birinin savunulmasının diğer sanık(lar) yönünden savunmada zaafiyet yarattığı, bu itibarla sanıklar arasında hukuksal menfaat uyuşmazlığı bulunduğu saptanmıştır.
Buna göre, sanıkların savunmalarının ayrı müdafiler yerine aynı müdafi tarafından yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun, İşin reddi zorunluluğu başlıklı 38 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen;
"Aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa,"
Şeklindeki düzenlemeye ve 5271 sayılı Kanun'un 152 nci maddesinin birinci fıkrasında yer verilen;
"Yararları birbirine uygun olan birden fazla şüpheli veya sanığın savunması aynı müdafie verilebilir."
Hükmüne aykırı davranıldığı belirlenmiştir.
III. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen Terme 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.09.2021 tarihli ve 2021/52 Esas, 2021/375 Karar sayılı kararına yönelik sanıklar müdafiinin temyiz isteği, kararının, gerekçe bölümünde açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2022 tarihinde karar verildi.