Esas No: 2022/5318
Karar No: 2022/4434
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5318 Esas 2022/4434 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/5318 E. , 2022/4434 K."İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Basit yaralama suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 29/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair Erdemli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.09.2017 tarihli ve 2015/259 Esas, 2017/233 Karar sayılı kararının itiraz edilmeden kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 20.03.2019 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm edildiğinin ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanmasına ve sanığın mahkumiyetine ilişkin Erdemli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.11.2020 tarihli ve 2020/126 Esas, 2020/206 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 10.03.2022 tarihli ve 2022/249 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.04.2022 tarihli ve 2022/38400 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, katılanın yokluğunda verilen Erdemli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.09.2017 tarihli kararının, 04.01.2018 tarihinde ''Merkez Mah. ... Sevk Cad. Ünlü Apt. Kat:1/1 Erdemli/..." adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ yapılmak suretiyle kesinleştirildiği anlaşılmış ise de; tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan 6099 sayılı Kanun ile değişik 7201 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yer alan, ''(1) Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." şeklindeki düzenleme ile anılan Kanun'un 35. maddesinde yer alan, "Kendisine veya adresine Kanun'un gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. (Değişik fıkra: 11.01.2011-6099 S.K./9.mad.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. (Değişik fıkra: 19.03.2003 - 4829 S.K./11. md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır..." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, öncelikle sanığın bilinen en son adresine tebligatın çıkarılarak, önceki adresinde bulunamayan sanığın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi olup olmadığının araştırılarak, mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ yapılması gerektiği, mernis adresinin olmadığının tespiti halinde ancak 35. maddeye göre daha önce usulüne uygun bir şekilde tebligat yapılan eski adrese tebliğ işlemi yapılabileceği cihetle, Mahkemesince katılanın 27.01.2016 tarihte bildirdiği adrese tebliğ yapılmadan Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan tebligat işleminin usule aykırı olması karşısında, esasen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediği ve denetim süresinin başlamadığı, dolayısıyla denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği gerekçesiyle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanamayacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
Sanık hakkında denetim süresi içerisinde suç işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de; 5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanığın tabi olacağı beş yıl süreyle denetim süresi hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usulüne uygun olarak kesinleşmesi üzerine başlar.
İncelenen dosyada; katılan ...’ın yokluğunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın katılana tebliğinin doğrudan 35. maddeye göre yapıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesinleşmemiş ve denetim süresi de başlamamıştır. Böylece, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği gerekçesiyle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilmesi isabetsizdir.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; sanık hakkında katılanı kasten basit yaralama suçundan Erdemli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin
05.11.2020 tarihli ve 2020/126 Esas, 2020/206 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.