Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/12436 Esas 2014/16560 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/12436
Karar No: 2014/16560
Karar Tarihi: 19.11.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/12436 Esas 2014/16560 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunun davalı yana satışı sürecinde yaşanan borç ödeme ve tapu devir işlemleriyle ilgilidir. Davacı, icra takibinde istenen borç miktarının tamamından değil sadece 40.000 TL'lik kısmından ve işlemiş faizden borçlu olmadığını ve tapunun devredilmediğini iddia etmiş, kötü niyet tazminatı talep etmiştir. Mahkeme ise, icra takibindeki 40.000 TL'lik para havalesi davacıyla hiçbir ilişkisi olmayan bir şirketin hesabına gönderilmiş olduğu gerekçesiyle davacının icra takibinde borçlu olmadığının tespitine ve %20 oranında kötü niyet tazminatına karar vermiştir. Ancak, davacının talep aşımı yaptığı ve tazminat talebinde koşulların tartışılmadan karar verildiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Mahkemenin hükmünü verirken İİK'nun 72/5. maddesi de göz önünde bulundurulmuştur.
Detaylı Kanun Maddeleri:
- HUMK 74: Tarafların belirli, anlaşılır ve bunlarla ilgili delillerin toplandığı konularda anlaşmalarına dayanılarak, sadece delillerin açıklanmasına gerek duyulmay
19. Hukuk Dairesi         2014/12436 E.  ,  2014/16560 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Alaşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 18/03/2014
    NUMARASI : 2012/163-2014/105

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, mülkiyeti müvekkiline ait taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunun davalı yana satışı konusunda yanlar arasında anlaşmaya varıldığını, bu bağlamda davalı yanca müvekkilinin dava dışı M.. Petrolcülük A.Ş.’ne olan 110.000 TL borcun ödendiğini, bu ödemenin müvekkilinin kabulünde olduğunu, bunun dışında müvekkiline başkaca bir ödeme yapılmadığını, bu yüzden tapu devrinin gerçekleşmediğini, ancak davalı yanca banka kanalı ile müvekkiline tapu karşılığı ödendiği belirtilen 40.000 TL tutarında havale belgesine dayanıldığını, anılan havalenin dava dışı S.. Petrol Gıda Nakliyat Ltd Şti hesabına gönderildiğini, anılan dava dışı şirketin akaryakıt istasyonunda kiracı olduğunu, müvekkilinin de şirketin yetkilisi veya ortağı olmadığını, bu havale bedelinin de müvekkiline verilmediğini, buna rağmen davalı yanca müvekkili hakkında 150.000,00 TL asıl alacak ve 3.042,74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 153.042,74 TL’nin tahsili için icra takibine girişildiğini, takip öncesinde temerrüdün de oluşmadığını ileri sürerek icra takibinde talep edilen asıl alacağın 40.000 TL’lik kısmından ve icra takibi öncesi istenen işlemiş faizden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacıya ait akaryakıt istasyonunun bulunduğu taşınmazın %51 hissesinin 150.000 TL bedelle müvekkiline satımı konusunda yanlar arasında anlaşma sağlandığını, buna göre davacının icra takibinden dolayı 110.000 TL asıl alacak ve ferileri ile birlikte dava dışı M.. Petrolcülük AŞ’ne olan borcunun 150.000 TL lik kısmının müvekkilince kapatıldığını, ancak tapuda devrin yapılmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller doğrultusunda, icra takibine konu 40.000,00 TL"lik para havalesi ile davacının herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı, davalı yanca dava dışı H.. K.."a yapılan bir ödeme mahiyetinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne davacının icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve 40.000 TL’nin %20"si oranında kötü niyet tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
    Davacı, icra takibinde istenen asıl alacağın 40.000 TL lik kısmından ve işlemiş faizden dolayı borçlu olunmadığının tespitini istemiş, bu miktar üzerinden de harç yatırmasına rağmen, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının icra takibinde istenen alacağın tamamından borçlu olmadığının tespiti şeklinde hüküm kurulmuş olması talep aşımı olup (HUMK 74) HMK’nun 26. maddesindeki talebe bağlılık ilkesine aykırılık teşkil edeceğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    Öte yandan İİK.nun 72/5.maddesi gereğince dava borçlu lehine hükme bağlanır ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa talep halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedilir. Mahkemece davacı borçlunun %40 tazminat talebi yönünden anılan madde hükmündeki koşulların somut olayda bulunup bulunmadığı tartışılmadan alacağın likit olduğu gerekçesiyle davacı lehine tazminata hükmedilmiş olması isabetsiz olup hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara