Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/3707 Esas 2022/4596 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/3707
Karar No: 2022/4596
Karar Tarihi: 07.06.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/3707 Esas 2022/4596 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/3707 E.  ,  2022/4596 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kasten yaralama
    HÜKÜM : ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/02/2021 tarih ve 2020/94 Esas – 2021/103 Karar sayılı; sanığın kasten yaralama suçundan 5237 sayılı TCK'nin 86/1, 86/3-e, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile mahkumiyetine dair kararı.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Sanığın temyiz isteminin hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik olup, katılan sıfatıyla temyizinin olmadığı belirlenerek yapılan temyiz incelemesinde;
    Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın mağdur ...’ye yönelik kasten yaralama suçunun sübutu kabul edilmiş, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın; suçu işlemediğine, masum olduğuna, kendisinin evinin içinde darba maruz kaldığına, cezaya itiraz ettiğine ve beraatine karar verilmesi gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz sebeplerinin reddiyle,
    Ancak;
    1) Mağdur ... hakkında ... Şehir Hastanesince tanzim edilen 26/07/2015 tarihli adli raporda; “sol femur üzerinde tahmini 12 saatlik 10-12 tane zımba sutür mevcut olup basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği” belirtilmesine rağmen, ... Adli Tıp Şube Müdürlüğünce tanzim edilen 13/03/2020 tarihli adli raporda; “mağdurun olay günü bıçakla sol bacağına, kalçasına ve karın bölgesine kesik atıldığını beyan ettiği, çok sayıda cilt cilt altı yaralanma tanımlandığından kişi üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığının” belirtildiği, olay tarihi olan 26/07/2015 tarihinde tanzim edilen ilk raporda mağdurun yalnızca sol femur üzerinde yarasının olduğuna ilişkin tespit yapılması karşısında, adli raporların yaralanmaların sayısı ve basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceği hususunda farklı tespitler içerdiği, bu nedenle mağdur ... hakkında düzenlenen çelişkili raporların denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı anlaşıldığından, tüm doktor raporları, tedavi evrakları ve varsa grafilerinin Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesine gönderilerek, mağdurun yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceği ve 5237 sayılı TCK’nin 86 ve 87. maddesindeki ölçütlere göre yaralanmasının niteliği konusunda duraksamaya yer vermeyecek şekilde kesin raporu alındıktan sonra, sanığın hukuki durumun tespit ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    2) Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas - 2002/367 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının belirlenemediği durumda şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 TCK’nin 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünün uygulanmasını gerektirdiği ve bu halde haksız tahrik hükmünün asgari oranda uygulanması gerektiği gözetilmeden, "... olayın alkollü ortamda alkol alımı sonrasında meydana geldiği, bilindiği gibi bu tür ortamlarda çoğu zaman taşkınlık yapmak veya kavga çıkarmak için bir sebep olmamasına rağmen alkolün etkisi ile tarafların birbirine karşı suç işleyebilecekleri, dolayısıyla suçun tahrik altında işlenmesine gerek olmaksızın da kolaylıkla işlenebildiği, hatta kimin neden ne şekilde davrandığının dahi taraflarca tam olarak hatırlanmadığı, bundan dolayı dosya kapsamında tahrik hükümlerini uygulamaya takdiren gerek olmadığı" şeklindeki yanlış gerekçe ile sanığın cezasında TCK’nin 29. maddesi uyarınca asgari oranda (¼) haksız tahrik indiriminin uygulanmaması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
    3) Yargıtay(Kapatılan) 3. Ceza Dairesinin 14/01/2020 tarih ve 2019/16232 Esas – 2020/736 Karar sayılı bozma ilamından önce verilen 22/06/2016 tarihli ilk kararda sanığın sonuç ceza olarak “5 ay hapis cezası” ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın sadece sanık tarafından temyiz edilmesi nedeniyle karara karşı aleyhe temyiz yoluna başvurulmadığı gözetilmeden, bozma sonrası sanığın neticeten “1 yıl 3 ay hapis cezası” ile cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesinde yer alan kazanılmış hak kuralının ihlal edilmesi,
    4) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle, 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 07/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara