Esas No: 2018/1406
Karar No: 2022/12928
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/1406 Esas 2022/12928 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2018/1406 E. , 2022/12928 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanığın, müşteki adına sahte nüfus cüzdanı düzenleyerek ...numaralı abonelik sözleşmesi düzenlediği iddiası ile açılan kamu davasında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve keyfiyetin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatıcılık niteliğinin varlığını göstermeyeceği, aslı ele geçirilemeyen belgenin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı ve aldatıcılık yönünden inceleme yapılması imkanı bulunmadığından, suçun unsurları itibarıyla oluşmayacağı nazara alındığında; suça konu nüfus cüzdanı aslının temin edilmeye çalışılması, soruşturma aşamasında tefrik edilerek Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen hatlar ile ilgili olarak dava açılıp açılmadığının araştırılması, açılmış olması halinde mümkünse birleştirilmesi, mümkün olmaması halinde bu dosyayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınması, nüfus cüzdanı aslının bu dosya arasında olup olmadığının sorulması, belge aslının bulunamaması halinde resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmayacağı, ancak müşteki adına abonelik sözleşmesi düzenlenmesi nedeniyle suç ve hüküm tarihinden önce 10/11/2008 tarihli ve 27050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanun'un 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56/2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükümleri karşısında; sanığın eyleminin özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki suçu oluşturduğu ve sanığa ön ödeme önerisinde bulunularak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden “resmi belgede sahtecilik” suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Sanığın eylemine uyan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na aykırılık suçunda; ön ödemenin gerçekleşmemesi halinde hükümden sonra, 16.03.2021 tarih ve 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun'un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında; sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3- Kabule göre de;
a) 5271 sayılı CMK'nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı nazara alındığında; Mucur Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/138 Esas numaralı iddianamesi ile sanık hakkında, müşteki adına 3 adet abonelik sözleşmesi düzenlediği, ancak bunların 2 tanesinin Elazığ ilinde çıkarılması nedeniyle bu yönden dosyanın tefrik edilerek Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiğinin belirtilmesi, bu nedenle sanık hakkında yalnızca ... nolu abonelik sözleşmesini düzenlediği iddiası ile kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında; Mahkemece hükmün gerekçe kısmında katılan adına birden fazla abonelik sözleşmesi düzenlendiği kabul edilerek TCK’nin 43. madde hükümlerinin uygulanması ile fazla ceza tayini,
b) Tekerrüre esas alınan ilama konu TCK'nin 157. maddesindeki dolandırıcılık suçunun 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesine göre uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; bu suç yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılıp tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
c) Suça konu belgelerin delil olarak saklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden ilgili kurumlara iadesine karar verilmesi,
d) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 8/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 21.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.