Esas No: 2018/5934
Karar No: 2020/4844
Karar Tarihi: 17.06.2020
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/5934 Esas 2020/4844 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının paraya sıkışık olması nedeniyle davalının hesabına 50.000,00 TL ve 15.000,00 TL olmak üzere toplam 65.000,00 TL’yi borç gönderimi olarak gönderdiğini, davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/574 Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve yetkiye itirazda bulunduğunu, itirazın yersiz olduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini, davalı aleyhine %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, asıl alacaklarına takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/574 Esas sayılı icra takibinde yetkili olduğunun tespitine, davalının ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/574 Esas sayılı icra takibine vaki itirazının 15.000,00TL"lik asıl alacak yönünden kısmen iptaline, takibin takip tarihi itibariyle 15.000,00TL asıl alacak ve yasal faiz üzerinden devamına, borçlu davalının 15.000,00 TL"nin %20"si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, borç olarak gönderildiği iddia olunan paranın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davacı şirket tarafından davalının 459583 nolu hesabına "Borç gönderimi" notuyla 15.000,00 TL havale edildiğinin anlaşıldığı, kural olarak havale borç ödeme vasıtası ise de, havale işlemi gerçekleştirilirken düşülen " Borç gönderimi" notuyla bu yasal karinenin aksinin gönderen tarafından ispatlandığı gerekçesiyle, davanın bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın “Taleple Bağlılık İlkesi” başlıklı 26.maddesinde ise; “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Somut olayda; davacı, davalı aleyhine 65.000,00 TL’lik alacak yönünden icra takibi yapmışsa da, davalı tarafından yapılan itirazın 15.000,00 TL’lik kısmı yönünden iptalini talep etmiş ve eldeki davayı 15.000,00 TL üzerinden açmıştır. Hal böyle olunca, mahkemece; taleple bağlılık ilkesi gözetilerek dava değerinin tamamının kabul edilmesine rağmen, yazılı şekilde karar verilmesi ve vekalet ücreti, yargılama gideri ve harçların da kısmen kabule göre hesaplanarak hüküm tesisi usûl ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 256,16 TL harcın taraflara ayrı ayrı iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.