19. Hukuk Dairesi 2014/10019 E. , 2014/16326 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı arasında 19.03.2008 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi"nin akdedildiğini, davalı tarafın kredi borcunu ödememesi nedeniyle hesabın kat edilerek ihtarname keşide edilmesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine, müvekkili banka alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; taraflar arasında 25.000-TL"lik kredi sözleşmesi akdedildiğini, ancak davacı bankanın müvekkiline sadece 12.500-TL ödeme yaptığını ve müvekkilinin kredi borcunu ödediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davalı tarafından borca ve ferilerine itiraz edilmiş ise de davalının 16.842,72 TL ana para borcunun kaldığı, davacı bankaca belirlenen %72 faiz oranının fahiş olduğu kabul edilmekle bilirkişi kurulunca bankacılık ilke ve uygulamalarına göre belirlenen faiz oranı üzerinden yapılan hesaplama sonucunda takip tarihi itibarı ile davalının davacıya 18.174,84 TL borcunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile takibin 18.174,84-TL"lik kısmı yönünden itirazın iptali ile bu miktar üzerinden takip tarihi olan 15.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı banka, davalı ile aralarında yapılan 25.000-TL bedelli ve 19.03.2008 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca davalıdan alacak talebinde bulunmuş, davalı sözleşmedeki imzayı kabul etmiş, ancak kredinin 12.500-TL"lik kısmının kendisine ödenmediğini, kullandığı 12.500-TL"lik kısma ilişkin borcunu ise süresinde ödediğini savunmuştur.
Davacı bankanın teftiş kurulu başkanlığınca yapılan inceleme sonunda düzenlenen 10.11.2009 tarihli raporda (sh.3) özetle; ""müşterinin (davalı N.. S..) hesabından saat 14:32"de NKCK işlemi ile 12.250-TL"nin nakit çekildiği, ancak bu işleme ilişkin dekontun ibraz edilmediği, ayrıca 21.04.2009 tarihinde müşterinin bilgisi dışında borç yapılandırılması yapıldığı, krediye ilişkin taahhütname ile geri ödeme planının müşteriye imzalattırılmadığı"" bildirilmiştir.
Davacı bankanın kredi sözleşmesi uyarınca kredi tutarının tamamının davalıya ödendiğini kanıtlaması gerekir. Mahkemece banka kayıtları üzerinde uzman bilirkişi tarafından yeniden inceleme yaptırılarak ve belirtilen hususların üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yeterli inceleme ihtiva etmeyen bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi doğru olamamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.