Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/337 Esas 2022/8419 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/337
Karar No: 2022/8419
Karar Tarihi: 27.06.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/337 Esas 2022/8419 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2022/337 E.  ,  2022/8419 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : ANTALYA Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi

    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hükümler : a) Mahkûmiyet; Isparta 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.10.2016 tarih, 2014/32 esas ve 2016/144 sayılı kararı
    b) İstinaf başvurularının esastan reddi,
    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A) Sanıklar ..., ... ve ... hakkında verilen istinaf başvurularının esastan reddi kararlarına yönelik temyiz isteklerinin incelenmesinde:
    Sanıklar hakkında “ Uyuşturucu madde ticareti yapma ” suçundan hükmolunan 5 yıl hapis ve 100 TL adli para cezasının miktarı gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nın 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, sanıkların temyiz isteklerinin 5271 sayılı CMK'nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
    B) Sanıklar ... ve ... hakkında verilen istinaf başvurularının esastan reddi kararlarına yönelik temyiz isteklerinin incelenmesinde:
    5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınıp, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafilerinin dilekçelerinde belirttikleri temyiz sebeplerinin hükümlerin hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazların reddine, ancak;
    1) Hüküm fıkrasının adli para cezasına ilişkin kısmında “Süresinde ödenmeyen adli para cezasının 5275 S. Y’nın 106/3 maddesi kamuda yararlı bir işte çalışma cezasına, bunun da ihlal edilmesi halinde açık ceza infaz kurumunda çektirilmek üzere hapse çevrilebileceği” belirtilerek TCK’nın 52/4. maddesinin son cümlesine aykırı davranılması;
    2) Hükümden sonra TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanıkların durumlarının yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafilerinin temyiz istekleri bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, CMK'nın 302. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu durumların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 303. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan ilk derece mahkemesi hükmünün;
    1) Hüküm fıkrasının adli para cezasına ilişkin kısmında yer alan “Süresinde ödenmeyen adli para cezasının 5275 S. Y’nın 106/3 maddesi kamuda yararlı bir işte çalışma cezasına, bunun da ihlal edilmesi halinde açık ceza infaz kurumunda çektirilmek üzere hapse
    çevrilebileceğinin” ibaresinin çıkartılması ve yerine “ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği” ibaresinin yazılması,
    2) TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve aynı maddede 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler gözetilerek oluşan duruma göre, sanık hakkında TCK'nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması,
    Suretiyle, hukuka aykırılığın DÜZELTİLEREK diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi hükümlerine yönelik TEMYİZ İSTEKLERİNİN ESASTAN REDDİNE,
    C) Sanıklar ... , ... ve ... hakkında verilen istinaf başvurularının esastan reddi kararlarına yönelik temyiz isteklerinin incelenmesinde:
    5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınıp, sanık ..., sanık ... müdafii ve sanık ... müdafiinin dilekçelerinde belirttikleri temyiz sebeplerinin hükümlerin hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazların reddine, ancak;
    1) Hüküm fıkrasının adli para cezasına ilişkin kısmında “Süresinde ödenmeyen adli para cezasının 5275 S. Y’nın 106/3 maddesi kamuda yararlı bir işte çalışma cezasına, bunun da ihlal edilmesi halinde açık ceza infaz kurumunda çektirilmek üzere hapse çevrilebileceği” belirtilerek TCK’nın 52/4. maddesinin son cümlesine aykırı davranılması;
    2) Hükümden sonra TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanıkların durumlarının yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş sanık ..., sanık ... müdafii ve sanık ... müdafiinin temyiz istekleri bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, CMK'nın 302. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu durumların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 303. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan ilk derece mahkemesi hükmünün;
    1) Hüküm fıkrasının adli para cezasına ilişkin kısmında yer alan “Süresinde ödenmeyen adli para cezasının 5275 S. Y’nın 106/3 maddesi kamuda yararlı bir işte çalışma cezasına, bunun da ihlal edilmesi halinde açık ceza infaz kurumunda çektirilmek üzere hapse çevrilebileceğinin” ibaresinin çıkartılması ve yerine “ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği” ibaresinin yazılması,
    2) TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve aynı maddede 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler gözetilerek oluşan duruma göre, sanık hakkında TCK'nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması,
    Suretiyle, hukuka aykırılığın DÜZELTİLEREK diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi hükümlerine yönelik TEMYİZ İSTEKLERİNİN ESASTAN REDDİNE,
    D) Sanık ... hakkında verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair karara yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde:
    5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınıp, sanık müdafiinin dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
    Kendisinde uyuşturucu madde ele geçmeyen sanığın inkara yönelik savunmasının aksine, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı kovuşturma yürütülen tanık ...’ın soyut beyanı dışında, atılı suçu işlediğine dair kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
    E) Sanık ... hakkında verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair karara yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde:
    5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınıp, sanık müdafiinin dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
    Kendisinde uyuşturucu madde ele geçmeyen sanığın inkara yönelik savunmasının aksine, dosya tanıkları ..., ... ve ...’in sonradan döndükleri, soruşturma aşamasındaki müdafisiz beyanları ve müdafisiz teşhis tutanağı dışında, atılı suçu işlediğine dair kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
    F) Sanık ... hakkında verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair karara yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde:
    5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınıp, sanık ve müdafiinin dilekçelerinde belirttikleri temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, 05.01.2014 tarihli eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Sanığın 05/01/2014 tarihli eylemi nedeniyle “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu işlediği sabit ise de; 09/01/2014 tarihinde hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı kovuşturma yürütülen Mehmet’in sonradan döndüğü soruşturma aşamasındaki müdafisiz beyanı ve müdafisiz teşhis tutanağı dışında, atılı suçu işlediğine dair kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, tek eylemi sabit olan sanık hakkında, TCK'nın 43. maddesinde öngörülen "zincirleme suç" hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
    Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
    G) Sanık ... hakkında verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair karara yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde:
    5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınıp, sanık müdafiinin dilekçelerinde belirttikleri temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
    Kendisinde uyuşturucu madde ele geçmeyen sanığın inkara yönelik savunmasının aksine, hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı kovuşturma yürütülen tanık ...'un kolluktaki müdafisiz beyanında, “ … teşhiste bahsettiği evin ... isimli şahsa ait olduğunu öğrendim bu bayan haricinde evde kimse yoktu. Bayana eve girdikten sonra ben mal var mı diye sorduğumda bana kaç tane alacağımı sordu bende iki paket vermesini istedim ve bana 20 TL karşılığında iki paket yaklaşık 1 er gram ağırlığında eroin verdi. …” şeklinde ve talimat mahkemesinde de "Uyuşturucu aldığımız bayanın adının ... olduğunu ifade verirken öğrendim." şeklinde beyanda bulunduğu, ayrıca tanık ...'nün talimat mahkemesindeki “ … bize kapıyı açan bir erkek şahıstı, ancak ben şahsın adının ne olduğunu bilmiyorum. ... içeriye geldikten bir süre sonra dışarıya geldi. Elinde iki tane paket vardı…” şeklindeki beyanı ve dosyadaki bilgilere göre sanığın cinsiyetinin erkek olması karşısında, ...’e ait evin teşhis edilmesine rağmen dosya sanığı ...’a yönelik bir teşhis olmaması nedeniyle; şahsın adı geçen sanık olup olmadığı hususunda sanığın önden, arkadan, sağdan ve soldan boydan usulüne uygun teşhise elverişli fotoğraflarının çektirilip, tanıklara gösterilerek, maddenin sanıktan temin edilip edilmediği hususunda teşhis yaptırılıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
    28/02/2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 304/1. maddesi uyarınca takdiren dosyanın Isparta 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine gönderilmesine, 27/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara