Esas No: 2018/3721
Karar No: 2022/13254
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/3721 Esas 2022/13254 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2018/3721 E. , 2022/13254 K.Özet:
Sanık, sahte belge düzenleme ve tefecilik suçlarından dolayı kurulan hükmün temyizinde olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleştiği belirtilerek, suçların düşürülmesine karar verilmiştir. Ancak, defter, kayıt, ve belgeleri gizleme suçundan dolayı kurulan hükme ilişkin temyiz incelemesinde, ilk olarak defter ve belgelerin saklanması sorumluluğunun sanığa ait olduğu ve sanığın savunmasının mücbir sebep veya kastı kaldıran diğer bir nedenle dayanmadığı belirtilmiş, bu nedenle sanığın beraatine karar verilmesi istenmiştir. İkinci olarak, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulanması gerektiği ve sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu belirtilerek kararı bozma kararı verilmiştir. Kanun maddeleriyle ilgili detaylı açıklamalar yapılması istenmiştir. Kanun maddeleri: 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4, 5271 sayılı CMK’nin 223/8, 213 sayılı VUK'nin 139, 213 sayılı Kanun’un 359.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Sahte belge düzenleme, tefecilik, defter, kayıt ve belge gizleme
HÜKÜMLER : Beraat
I)2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme ve tefecilik suçlarından kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığa yüklenen suçların Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
II)Defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
1)Defter ve belgeleri gizleme suçunun varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, yüklenen defter ve belgeleri gizleme suçunun oluşmasında defter ve belgeleri saklama sorumluluğunun mükellef sanığa ait olduğu, 213 sayılı VUK'nin 253. maddesi uyarınca defter ve belgelerin ait olduğu yılı takip eden takvim yılından başlamak üzere 5 yıl saklama ve tekrar istendiğinde ibraz edilme zorunluluğu bulunduğu; ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 23.11.1999 gün ve 1999/11- 273/288 sayılı içtihadında da açıklandığı üzere defter ve belgelerin çalındığı- kaybolduğu-bulunmadığı ileri sürülerek ibrazından kaçınılması halinde VUK'nin 139. maddesinde yazılı hususlarda usulüne uygun tebligat aranmayacağı; somut olayda, 2009 takvim yılına ait defter ve belgelerinin vergi incelemesi için istenmesine dair yazının 10.10.2013 tarihinde yeğeni ...'a tebliğ edildiği, sanığın savunmasında defter ve belgelerin istendiğinden haberdar olduğunu ancak defter ve belgelerini bulamadığından ibraz edemediğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığın savunmasının 213 sayılı VUK'nin 13. maddesinde belirtilen mücbir sebeplere veya kastı kaldıran diğer nedenlerden birine dayanmadığı ve defter belgeleri saklama zorunluluğuna dair sorumluluğun muhasebeciye ya da başkasına devredilemeyeceği gözetilerek, sanığın unsurları itibarıyla oluşan "defter, kayıt ve belgeleri gizleme" suçundan mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi yasaya aykırı,
2)Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 23.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.