19. Hukuk Dairesi 2013/19401 E. , 2014/16235 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2011/229-2013/392
Taraflar arasındaki menfi tespit- istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. T.. Ç.. ile davalı vek.Av. Ö.. M.."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı takip başlattığını, bono altındaki imzanın müvekkiline ait olmamasına ve sadece 15.500 TL. için ihtiyati haciz kararı verilmesine rağmen 26.02.2010 tarihinde uygulanan haciz sırasında müvekkilinin haciz ve icra tehdidi altında dosya borcu olarak hesaplanan 17.652 TL"yi ödemek durumunda kaldığını, imzaya itirazla ilgili olarak Ankara 10. İcra Hukuk Mahkemesi"nde açtıkları davanın reddedildiğini, o dosyada aldırılan bilirkişi raporunun yeterli olmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, yapılan ödemelerin faiziyle müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın yersiz olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve gerek Ankara 10. İcra Hukuk Mahkemesi"nde gerekse bu davanın yargılaması sırasında aldırılan bilirkişi raporlarına göre, dava konusu bono altındaki imzanın davacının eli ürünü olduğu, davacının bono nedeniyle borçlu olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, takibe konu bonodaki keşideci imzasının inkarı nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bilirkişiden alınan kök raporda bonodaki keşideci imzasının davacının eli ürünü olmadığı, ek raporda ise kök raporun aksine bonodaki keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğu belirtilmiş olup bu haliyle bilirkişinin kök ve ek raporları arasında çelişki oluşmuştur. Bu durumda mahkemece bilirkişi raporlarına yapılan itirazlar dikkate alınarak oluşturulacak yeni bir bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.