Esas No: 2020/20397
Karar No: 2022/8557
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/20397 Esas 2022/8557 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/20397 E. , 2022/8557 K.Özet:
İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen cezanın infazından sonra tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulduğu gerekçesiyle davanın düşmesine karar vermiştir. Ancak bu karar, kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle Yargıtay tarafından kanun yararına bozulmuştur. Sanık hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası, aynı Kanun'un 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/7. maddesi uyarınca, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde mahkum olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesince 03/03/2014 tarihinde verilen 2010/1140 esas ve 2010/1117 sayılı kamu davasının düşmesine ilişkin ek kararın kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 27/10/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık ... hakkında, Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığının 20/04/2010 tarihli ve 2010/11219 soruşturma, 2010/6760 esas, 2010/4491 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda; Beyoğlu (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/11/2010 tarihli ve 2010/1140 esas, 2010/1117 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, ayrıca aynı Kanun'un 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 06/12/2010 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
2- İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 15/01/2014 tarihli ve 2012/8606 DS sayılı yazısı ile, sanığın yükümlülüklerini yerine getirerek infazın tamamlandığının bildirilmesi üzerine,
İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 03/03/2014 tarihli ve 2010/1140 esas, 2010/1117 sayılı ek kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi gereğince davanın düşmesine karar verildiği, kararın 20/03/2014 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
3- Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce kanuna aykırılık ihbarında bulunulduğu,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında,
“Kullanmak için uyuşturucu madde satın almak suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 191/6. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Beyoğlu 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/11/2010 tarihli ve 2010/1140 esas, 2010/1117 sayılı kararını müteâkip, hükümlünün tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğunun anlaşılması sebebiyle açılan kamu davasının düşürülmesine ilişkin İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/03/2014 tarihli ve 2010/1140 esas, 2010/1117 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
5237 sayılı Kanun'un 191/7. maddesi uyarınca, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/03/2014 tarihli ve 2010/1140 esas, 2010/1117 sayılı ek kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi ve Karar :
Sanık ...’in, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, Beyoğlu 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/11/2010 tarihli ve 2010/1140 esas, 2010/1117 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın infazını takiben sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığı gerekçesiyle İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/03/2014 tarihli ve 2010/1140 esas, 2010/1117 sayılı ek kararı ile davanın düşmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre,
5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi gereğince hapis cezasıyla birlikte aynı Kanun’un 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen sanık hakkında aynı Kanun’un 191/7. maddesi uyarınca, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde mahkum olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi düzenlenmesi gerektiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 10/02/2014 tarihinde yerine getirme fişinin de düzenlendiği gözetilmeden, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğu gerekçesiyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/03/2014 tarihli ve 2010/1140 esas, 2010/1117 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
29/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.