Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/20915 Esas 2022/8561 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/20915
Karar No: 2022/8561
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/20915 Esas 2022/8561 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2020/20915 E.  ,  2022/8561 K.

    "İçtihat Metni"


    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/04/2018 tarihli ve 2017/388 esas, 2018/197 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 16/11/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında, 30/09/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 15/12/2016 tarihli ve 2016/146222 soruşturma, 2016/43133 esas, 2016/34022 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, iddianamede; daha önce şüpheli hakkında kamu davası açıldığı, TCK’nın 191/6. maddesi gereğince yeniden erteleme kararı verilemeyeceği hususunun belirtildiği,
    2- İstanbul 22. Asliye Ceza mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 03/04/2018 tarihli ve 2017/388 esas, 2018/197 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
    3- Dosya arasında bulunan Gaziosmanpaşa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/03/2016 tarihli ve 2014/3825 esas, 2016/225 sayılı kararının incelenmesinde,
    a-) Sanığın 10/11/2013 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda, Gaziosmanpaşa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/03/2016 tarihli ve 2014/3825 esas, 2016/225 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesi yollaması ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetime tâbi tutulmasına karar verildiği, kararın 12/04/2016 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    b-) Kanun yararına bozma incelemesine konu karar ile ihbarda bulunulması üzerine, Gaziosmanpaşa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2018 tarihli ve 2018/545 esas, 2018/618 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına karar verildiği, kararın sanık tarafından istinaf edildiği,
    c-) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 12/03/2019 tarihli ve 2019/16 esas, 2019/680 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine, İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi kararına konu 30/09/2016 tarihli eylemin zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğinde olduğundan düşme kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için ihbarda bulunulmasına karar verildiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ...'ün 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/04/2018 tarihli ve 2017/388 esas, 2018/197 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, sanığın 10/11/2013 tarihli eylemi nedeniyle kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan mahkûmiyetine, 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 85. maddesi ile eklenen geçici 7/2.
    maddesi yollaması ile 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesi kapsamında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetime tâbi tutulmasına ilişkin Gaziosmanpaşa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/03/2016 tarihli ve 2014/3825 esas, 2016/225 sayılı kararının 12/04/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 30/09/2016 tarihinde tekrar aynı nev'iden bir suç işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına ve sanığın mahkûmiyetine dair Gaziosmanpaşa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2018 tarihli ve 2018/545 esas, 2018/618 sayılı kararının sanık tarafından istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 12/03/2019 tarihli ve 2019/16 esas, 2019/680 karar sayılı ilamı ile "Sanık hakkında 30/09/2016 suç tarihli olan İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/388 esas sayılı dosyasındaki eylemin, incelenen dosyada verilen 14/03/2016 tarihli zorunlu HAGB kararının denetim süresi içerisinde işlenmiş olduğu, bu nedenle mahkemece ihlal niteliğindeki bu eylem nedeniyle açılan kamu davasında düşme kararı verilerek, Gaziosmanpaşa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/3825 esas sayılı dosyasına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi gerekirken, mahkemece sanığın 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ve bu kararın istinaf edilmeden 08/05/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla; sanık hakkında söz konusu dosyada CMK'nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna gidilmek üzere gereğinin takdir ve ifası için ilk derece mahkemesince İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulmasına" şeklinde belirtildiği üzere, 30/09/2016 tarihli eylemin 6545 sayılı Kanun'la değişik 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesi gereğince 5237 sayılı Kanun'un 191. maddesi kapsamında verilmiş bir hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresinde işlenmesinden dolayı ilk suçun ihlali niteliğinde olduğu ve ayrı bir yargılama konusu yapılamayacağı gözetilerek ikinci suçtan dolayı açılan kamu davasında düşme kararı verilip ihbarda bulunulması gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/04/2018 tarihli ve 2017/388 esas, 2018/197 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Şüpheli ...'ün, 30/09/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/04/2018 tarihli ve 2017/388 esas, 2018/197 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
    28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan; “Bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanunu'nun 191'inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191'inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” amir hükmü ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/5. fıkrasında yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki ve 9. fıkrasında yer alan "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171'inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231'inci maddesi hükümleri uygulanır" şeklindeki düzenlemeler birlikte dikkate alındığında;
    Somut olayda, sanık hakkında daha önceden Gaziosmanpaşa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/03/2016 tarihli ve 2014/3825 esas, 2016/225 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesi
    yollaması ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetime tâbi tutulmasına karar verildiği, kararın 12/04/2016 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca verildiği, kanuni zorunluluk üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı, bu durumda, incelemeye konu suç tarihinin 30/09/2016 olması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlenmesi nedeniyle Cumhuriyet savcısı tarafından yeni bir soruşturmaya konu edilmeyip hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkemeye ihbarda bulunması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılarak kamu davası açılması ve yargılama sonucunda mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan;
    Sanığın 30/09/2016 tarihli eylemini, Gaziosmanpaşa 8. Asliye Ceza Mahkemesince kanuni zorunluluk üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde gerçekleştirmesi nedeniyle, 6545 sayılı Kanun'la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı bulunduğu ve bu suçun sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılabileceği, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle açılan kamu davasında mahkemesince “düşme kararı” verilip ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    D-) Karar:
    Açıklanan nedenlerle, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince “düşme kararı” verilmesi ve Gaziosmanpaşa 8. Asliye Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/04/2018 tarihli ve 2017/388 esas, 2018/197 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 29/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Hemen Ara