Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/3642 Esas 2022/13319 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/3642
Karar No: 2022/13319
Karar Tarihi: 27.06.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/3642 Esas 2022/13319 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2022/3642 E.  ,  2022/13319 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat

    1-Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlere yönelik katılanın temyizinin incelenmesinde;
    Katılanın UYAP'tan alınan güncel nüfus kaydına göre hükmü temyiz ettikten sonra 06.11.2016 tarihinde öldüğü, CMK'nin 243. maddesi uyarınca katılmanın hükümsüz kaldığı ve gerekçeli kararın kendilerine tebliğ edilmesine rağmen katılanın mirasçıları tarafından hükmün temyiz edilmediği anlaşılmakla, katılanın temyiz hak ve yetkisi bulunmadığından, temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
    2-Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK'nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarında korunan hukuki yararın kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve 5237 sayılı TCK'nin 43. maddesi uyarınca, "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu da gözetilerek; açıklanan ilkeler doğrultusunda, sanığın sahte muayene işlemi yaptığı iddiasıyla açılan kamu davasında, sanık hakkında muayene işlemlerinde yaptığı sahtecilik fiilleri nedeniyle Dairemizin 2019/6047 Esas ile 2018/4990 Esas sayılı dosyalarının ve açılmış başka kamu davalarının da olduğunun UYAP sorgusundan anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve mükerrer yargılama yapılmaması, sanığın fiillerinin her biri yenilenen kararla işlenmiş ayrı suçları mı yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen zincirleme suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından; sanık hakkında muayene sahteciliği nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçundan açılan davaların tespit edilmesi, dava dosyaları getirtilip incelenerek özetlerinin duruşma tutanağına yazılması, aynı fiiller nedeniyle açılmış dava veya verilmiş hüküm olup olmadığının belirlenmesi, farklı fiiller nedeniyle dava açılmasına rağmen aralarında zincirleme suç ilişkisinin bulunması halinde ise, mümkünse davaların birleştirilmesi, birleştirme olanağının bulunmaması durumunda bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına konulması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi; zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde kesinleşen hükümlerin kapsamı dışındaki suçlar nedeniyle ek ceza verilip verilmeyeceği de tartışılarak hüküm kurulması gerektiği dikkate alınmadan, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Hemen Ara