Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/9890 Esas 2022/8614 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/9890
Karar No: 2022/8614
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/9890 Esas 2022/8614 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2022/9890 E.  ,  2022/8614 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : DİYARBAKIR 7. Ağır Ceza Mahkemesi

    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hüküm : Mahkûmiyet
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    Aralarındaki bağlantı nedeniyle Dairemizin 2021/18909 esasında kayıtlı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 08/03/2018 karar tarihli, 2017/1145 esas ve 2018/467 karar sayılı dosyası ile birlikte incelenmiştir.
    Cumhuriyet savcısı tarafından 14/09/2021 tarihinde süre tutum dilekçesi verildiği, 30/09/2021 tarihinde ise dosyanın görüldü işlemi yapıldığı ve ayrıntılı temyiz dilekçesi sunulmadığından, Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin sanıklar lehine olduğu kabul edilerek yapılan incelemede:
    A) Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
    Dairemizin 26/01/2021 tarihli bozma ilamında da belirtildiği üzere, inceleme konusu 06/03/2014 tarihli suç ile kesinleşen davaya konu 12/04/2013 tarihli suçun zincirleme suç oluşturduğunun saptanması durumunda, bunlardan en ağır sonuç doğuran suç esas alınarak TCK'nın 188/3. maddesi gereğince temel cezanın belirlenmesi, zincirleme suç nedeniyle TCK'nın 43. maddesi gereğince artırım yapılması ve TCK'nın 62/1. maddesi gereğince takdiri indirim uygulandıktan sonra bulunacak sonuç cezanın, kesinleşen hükümdeki sonuç cezadan fazla olması halinde aradaki fark kadar ek cezaya hükmolunması ve ek cezanın bozma ilamı öncesinde hükmedilen cezadan fazla olması halinde sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulması gerekirken; TCK'nın 188/3. maddesi gereğince belirlenen temel cezadan TCK'nın 62/1. maddesi gereğince altıda bir oranında indirim yapıldıktan sonra CMUK'un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkı saklı tutularak cezasının bozma ilamı öncesi hükmedilen "3 yıl 9 ay hapis ve 7500 TL adli para cezası" olarak belirlenmesi ve sonrasında, inceleme konusu 06/03/2014 tarihli suç ile kesinleşen davaya konu 12/04/2013 tarihli suçun zincirleme suç olduğunun kabulü ile bu cezadan kesinleşen cezanın mahsubu ile sonuç olarak "hapis cezası ile cezalandırılmasına yer olmadığına, sanığın sonuç olarak 3500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına" karar verilmek suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile eleştiri dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
    B) Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
    Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 19/11/2014 tarihli, 2014/312 esas ve 2014/265 sayılı ilamı ile sanık hakkında neticeten "2 yıl 6 ay hapis ve 5.000 TL adli para cezası" ile mahkûmiyetine karar verildiği, hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 26/01/2021 tarihli 2018/2270 esas ve 2021/1047 sayılı ilamı ile "...diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık hakkında 2 yıl 6 ay hapis cezası verilmiş olması karşısında, hükmolunan 3 yıldan az hapis cezasını gerektirir mahkûmiyet hükmü hakkında TCK'nın 51. maddesi gereğince erteleme hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının kararda tartışılmaması; 2- Tüm dosya içeriğine göre; şartları oluşmadığı halde, sanık hakkında TCK'nın 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması..." gerekçesiyle bozularak "1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkı gözetilmesine " karar verildiği, bozmaya uyularak yapılan yargılamada TCK'nın 188/3 ve 62. maddeleri uyarınca "3 yıl 4 ay hapis ve 333 gün adli para cezası" ile mahkûmiyetine karar verildiği ve sanık hakkında tayin edilen sonuç cezanın "3 yıl 4 ay hapis ve 333 gün adli para cezası" olduğu ve 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesi uyarınca sonra kazanılmış hakkı gözetilerek sanığın cezasının "2 yıl 6 ay hapis ve 5.000 TL adli para cezası olarak infaz olunacağının" belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken, kazanılmış hak müessesine yanlış anlam verilerek yasal şartları oluşmadığı halde hapis cezasının TCK'nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri ve aşağıda belirtilenin dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık hakkında 5275 sayılı Kanun’un 106. maddesinin 4. ve 11. fıkralarına göre, hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrilemeyeceği ve 6183 sayılı Kanun'a göre tahsil edilmesi gerektiği gözetilmeyerek "Cumhuriyet Savcılığınca tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezası ödenmezse, 6545 sayılı Yasa ile değişik 5275 sayılı CGTİK m.106/3 gereğince infaz aşamasında re'sen gözetilmek suretiyle uygulama yapılabileceği" belirtilerek, 5275 sayılı Kanun'un 106/4. maddesine aykırı davranılması,
    Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca giderilmesi mümkün bulunduğundan;
    Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin bölümde yer alan “ ...bu itibarla hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet Savcılığınca tebliğ olunan
    ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezası ödenmezse, 6545 Sayılı Yasa ile değişik 5275 Sayılı CGTİK m.106/3 gereğince infaz aşamasında re'sen gözetilmek suretiyle uygulama yapılabileceği nazara alınarak TCK m.52/4 gereğince ihtarat yapılmasına YER OLMADIĞINA,” ibaresinin çıkarılarak yerine "Ödenmeyen adli para cezasının 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesinin 4 ve 11. fıkraları uyarınca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre tahsil edileceğinin bildirilmesine” ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,29/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara