Esas No: 2022/5439
Karar No: 2022/4913
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5439 Esas 2022/4913 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/5439 E. , 2022/4913 K."İçtihat Metni"
B O Z M A Ü Z E R İ N E
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/181 E., 2020/90 K.
SUÇLAR : Kasten yaralama
HÜKÜMLER : Düşme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzelterek Onama
Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Havza Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.03.2015 tarihli ve 2014/139 Esas, 2015/121 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları talebiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde, mağdurun şikâyetçi olmadığı beyan etmesi nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca kamu davalarının ayrı ayrı düşmesine karar verilmiştir.
2. Havza Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.03.2015 tarihli ve 2014/139 Esas, 2015/121 Karar sayılı kararının, o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 10.04.2018 tarihli ve 2017/12952 Esas, 2018/6536 Karar sayılı ilâmıyla;
"Mağdur ... hakkında Havza Devlet Hastanesince düzenlenen 01.07.2014 tarihli raporun geçici hekim raporu olduğunun anlaşılması karşısında; sanıkların eylemleri neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmanın niteliğine ilişkin kesin adli muayene rapor alınarak sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken; eksik kovuşturma ile sanıklar hakkında şikayet yokluğu sebebiyle 5237 sayılı TCK'nin 73/4 ve 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddeleri gereğince düşme kararı verilmesi,"
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Havza Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.12.2018 tarihli ve 2018/218 Esas, 2018/420 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, aynı maddenin birinci fıkrasının son cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ayrı ayrı 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
4. Havza Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.12.2018 tarihli ve 2018/218 Esas, 2018/420 Karar sayılı kararının, sanıklar tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 18.04.2019 tarihli ve 2019/1441 Esas, 2019/8751 Karar sayılı ilâmıyla;
"1)Mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesince tanzim olunan 25/05/2018 tarihli raporda “sağda çok hafif, solda hafif derecede sensörinöral tip işitme kaybı” bulunduğunun ifade edildiği ve fakat söz konusu durumun basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olup olmadığının açıklanmadığı gibi, “duyu veya organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflaması ya da kaybı” niteliğinde olup olmadığının açıkça belirtilmediği, bu hali ile söz konusu raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı gözetilerek, mağdurun, tüm tedavi evrakları, geçici ve kesin raporları ile birlikte en yakın adli tıp kurumu ilgili şube müdürlüğüne sevki sağlanarak, sanıkların eylemi neticesinde meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde yer alan tüm hususlara ilişkin ayrıntılı rapor alınması gerektiği gözetilmeyerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2)İddianamede gösterilmediği halde, 5271 sayılı CMK'nin 226. maddesi gereği ek savunma hakkı tanınmaksızın, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86/1, 87/1-a ve 87/1-son maddelerinin uygulanması suretiyle savunma haklarının kısıtlanması,"
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
5. Havza Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.11.2020 tarihli ve 2019/181 Esas, 2020/90 Karar sayılı kararı ile sanıkların yargılama konusu kasten yaralama eylemlerinin, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında kaldığının adlî tıp kurumu raporu ile tespiti ve mağdurun şikâyetçi olmadığı beyan etmesi nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca kamu davalarının ayrı ayrı düşmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri;
1. 03.07.2014 tarihli iddianamede müşteki sanıklar hakkında kamu davası açılmasına rağmen gerekçeli karar başlığında ...'a yalnızca mağdur sıfatı ile yer verilmesine,
2. Hükmün (1) numaralı bendinde müşteki sanıkların birbirlerine yönelik eylemleri şeklinde belirtilmesi yerine "sanık hakkında müştekiye yönelik" şeklinde hatalı ibarelere yer verilmesine,
3. Müşteki sanıklar hakkında şikâyet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmesi karşısında, yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılması yerine sanıklardan tahsiline karar verilmesine,
4. Dosya kapsamında Yargıtay tarafından verilen bozma kararı üzerine sonradan verilen hükmün kanun yolu olarak temyize tabi olması gerekmesine rağmen kanun yolunun yanlış gösterilmesine
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay tarihinde aynı binada altlı üstlü oturan sanık ... ile mağdur arasında tartışma çıktığı, kavga etmeye başladıkları, sanık ...'nin kardeşi olan sanık ...'in sesleri işitmesi üzerine tarafların yanına gittiği ve sanıkların fikir ve eylem birliği içinde iştirak hâlinde mağdur ...'e elleri ile vurarak onu basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladıkları, mağdurun, 31.03.2015 tarihli duruşmada sanıklardan şikâyetçi olmadığını, sanıkların da aynı duruşmada haklarındaki şikâyetten vazgeçilmesini kabul ettiklerini beyan ettikleri anlaşılmıştır.
2. Sanıkların eylemleri neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak;
a) Soruşturma aşamasında Havza Devlet Hastanesi tarafından tanzim olunan, 01.07.2014 tarihli;
"Sol gözde ekimoz ve eritem mevcut, işitme testi için 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesine sevki uygundur. Geçici hekim raporudur."
b) Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 10.04.2018 tarihli ve 2017/12952 Esas, 2018/6536 Karar sayılı bozma ilâmı üzerine Ondokuz Mayıs Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesince tanzim olunan, 25.05.2018 tarihli;
“Sağda çok hafif, solda hafif derecede sensörinöral tip işitme kaybı + (19 ve 26 desibel), 2 khz ve yükseğinde düşüş-akustik travma bulgusu olarak değerlendirildi.”
c) Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 18.04.2019 tarihli ve 2019/1441 Esas, 2019/8751 Karar sayılı bozma ilâmı üzerine Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı ... Adlî Tıp Şube Müdürlüğü tarafından tanzim olunan, 18.06.2019 tarihli;
"Şahsın 11/06/2019 tarihinde Şube Müdürlüğümüzde yapılan muayenesinde; darp sonucu sağ gözüne yumruk geldiğini, gözünün şiştiğini, olay sırasında kulağına darbe gelmediğini, olay tarihinden öncede kulaklarında çınlamaları olduğunu, sol gözünde görme şikayeti olduğunu, kulaklarından olay öncesi dönemde de çınlama nedeniyle tedavi gördüğünü, olay sırasında kulak bölgesine herhangi bir darbe almadığını ifade etti. Şahıs adına düzenlenen tıbbi raporlarda belirtilen "sensörinöral işitme kaybı" bulgusunun şahsın kendisinde mevcut hastalıklardan kaynaklandığı, söz konusu olay ile ilgili illiyet bağı bulunmadı.
Kişide meydana gelen yumuşak doku yaralanma arızasının; basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilir ölçüde hafif nitelikte olduğu"
Görüşlerini içerir adlî muayene raporları dava dosyasında mevcuttur.
IV. GEREKÇE
1. Gerekçeli karar başlığında ...'a yalnızca mağdur sıfatı ile yer verilmesi; Havza Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.03.2015 tarihli ve 2014/139 Esas, 2015/121 Karar sayılı kararı ile adı geçen hakkında ...'a karşı, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında kalan kasten yaralama suçundan açılan kamu davasının, 5237 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca düşmesine karar verildiği ve bu kararın, 04.05.2015 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği, Hukukî Süreç başlığı altında (2) ve (4) numaralı paragraflarda bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmlarının, sanıklar ... ve Şakir haklarında verilen kararlara münhasır olduğu, bozma ilâmlarını takip eden aşamalarda Recep'in sıfatının mağdur olarak devam ettiği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Hükmün (1) numaralı bendinde müşteki sanıkların birbirlerine yönelik eylemleri şeklinde belirtilmesi yerine "sanık hakkında müştekiye yönelik" şeklinde hatalı ibarelere yer verilmesi; Mahkeme hükmünde öne sürülen temyiz sebebi açısından herhangi bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
3. Yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılması yerine sanıklardan tahsiline karar verilmesi; 5271 sayılı Kanun'un 325 inci maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; "Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir.
" şeklindeki hüküm karşısında, sanıklar hakkındaki kamu davalarının 5237 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca düşmesine karar verilen hâllerde, sanıkların yargılama giderinden sorumlu tutulamayacaklarının gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuş olup söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
4. Kanun yolunun hatalı gösterilmesi; kanun yolunun, kanun yolu mercilerince re'sen gözetileceği, 5271 sayılı Kanun'un 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, kanun yolu, mercii ve süresi konusunda yanıltmanın, hak kaybına yol açmayacağı anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (3) numaralı paragrafta açıklanan nedenle Havza Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.11.2020 tarihli ve 2019/181 Esas, 2020/90 Karar sayılı kararına yönelik o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında yer alan yargılama giderlerine ilişkin paragrafın hükümden tamamen çıkarılması ve yerine "yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına" ifadesinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.06.2022 tarihinde karar verildi.