Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/10723 Esas 2014/16118 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10723
Karar No: 2014/16118
Karar Tarihi: 12.11.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/10723 Esas 2014/16118 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı banka ile müşterisi arasında kredi sözleşmesi yapılmıştır. Sözleşme kapsamında kullanılan kredi tutarı iki taksit halinde ödenecektir. İlk taksit ödenmemiş, banka tarafından hesap kapatılmış ve takip başlatılmıştır. Ancak takip sırasında müşteri tarafından yapılan ödeme dikkate alınmamıştır. Mahkeme, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda müşterinin dava tarihi itibariyle 12.954,40 TL borçlu olduğunu tespit etmiştir. Ancak müşterinin kısmi ödemeleri dikkate alınmayarak menfi tespit davası açmasının hukuki yararı bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Kararın kanun maddeleri ise belirtilmemiştir.
19. Hukuk Dairesi         2014/10723 E.  ,  2014/16118 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 25/02/2014
    NUMARASI : 2010/627-2014/100

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı vekili, müvekkili ile davalı banka arasında akdedilen kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan 15.00,00 TL: tutarındaki kredinin iki taksit halinde geri ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı banka tarafından kredi alacağının tamamının muaccel olduğundan bahisle usulüne aykırı şekilde kredi hesabının katedildiğini oysa ödenmeyen ilk taksidin muaccel hak gelmiş olup borcun tamamının muaccel hale gelmediğini buna rağmen talep edilebilecek tutar 17.500,00 TL. olduğu halde 21.657,40 TL: üzerinden müvekkili aleyhine takip başlatıldığını bu bağlamda 4.157,40 TL borçlu bulunmadığı gibi, diğer yandan takip sırasında 11.000,00 TL müvekkilince davalıya ödemede bulunulduğu halde bu ödemenin gözetilmeyerek takibin sürdürüldüğünü belirterek toplam 15.157,40 TL borçlu olmadığının tespitine ve müvekkili lehine % 40 oranında tazminata hükmedildiğini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, taraflar arasında akdolunan kredi sözleşmesi kapsamında davacının kullandığı kredinin ilk taksidini vadesinde ödememesi üzerine müvekkilince sözleşme hükümlerine uygun biçimde ihtarname çekilerek hesabın katedildiğini, davanın temerrüde düştüğünü ve haklı nedenle aleyhine takip başlatıldığını ayrıca davacı yanca yapılan ödenmelerin dava açılmadan önce icra dosyasına bildirildiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur ve % 40 oranındaki tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, taraflar arasında akdolunan sözleşme hükümleri de gözetilerek, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüyle davanın icra takip dosyası kapsamında toplam 20.154,15 TL miktar yönünden borçlu bulunduğunun tesbitiyle bakiye 1.503,25 TL miktar yönünden borçlu olmadığının tespitine, dava tarihi itibariyle (05.11.2010) toplam 12.954,40 TL borçlu bulunduğunun tespitiyle kalan 7.174,13 TL bakımından borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmadığından tarafların tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davalı banka tarafından toplam 21.657,40 TL meblağ üzerinden davacı aleyhine icra takibi başlatılmıştır. Takip sonrası davacı tarafından davalıya toplam 11.000,00 TL tutarında ödemede bulunulduğu, davalı banka vekilinin ise bu ödemeleri dava açılmadan önce 01.11.2010 tarihli yazılı beyanıyla icra dosyasına bildirdiği görülmektedir. Yargılama sırasında aldırılan ve benimsenen bilirkişi raporuna göre anılan bu ödemelerin mahsubu neticesinde davacının dava tarihi itibariyle davalıya 12.954,40 TL borçlu olduğu da saptanmıştır.
    Bu durum karşısında davacının kısmi ödemelerinin davalı tarafından icra dosyasına bildirildiği ve borcundan mahsup edilmesine rağmen dava tarihi itibariyle halen davalı bankaya borçlu bulunan davacının menfi tespit davası açmakda hukuki yararının bulunmadığı gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma biçimine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine,12.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara