Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/11880 Esas 2014/16110 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/11880
Karar No: 2014/16110
Karar Tarihi: 12.11.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/11880 Esas 2014/16110 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalılar, müvekkili banka ile yapılan kredi sözleşmesinde kefil olarak yer aldılar ancak kredi borcunun ödenmemesi sonrasında takibe itiraz ettiler. Mahkeme bilirkişi raporu doğrultusunda davalıların imzalarının söz konusu sözleşmede yer aldığını ve kredi borcundan sorumlu olduklarını belirledi. Ancak, hangi sözleşmeden doğan alacağın belirlenmemiş olması sebebiyle davalı A.. E..'ün itirazı kabul edilmedi. Karar, eksik inceleme nedeniyle davalı A.. E..'ün lehine bozuldu.
Kanun Maddeleri: İcra ve İflas Kanunu, Madde 54.
19. Hukuk Dairesi         2014/11880 E.  ,  2014/16110 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 14/11/2012
    NUMARASI : 2011/75-2012/241

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan A.. E.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -
    Davacı vekili; müvekkili banka ile davadışı L..Tekstil... A.Ş arasında akdolunan genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinde davalıların da kefil olarak yer aldıklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine aleyhlerine girişilen takibe davalıların itirazları sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle, takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı M.. K.. vekili; sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuş ve %40 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı A.. E.. duruşmadaki beyanında takibe itirazlarını tekrarlayarak sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını ve kredi borcundan sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davaya konu kredi sözleşmesindeki imzaların davalılara ait olduğunun ve hesap uzmanı bilirkişi raporuna göre de davalıların kredi borcundan sorumlu bulunduklarının saptandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların takibe itirazlarının kısmen iptaliyle takibin 116.279,21 TL üzerinden 100.000,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %80 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına fazlaya dair istemin reddine ve hükmolunan tutarın %40"ı oranındaki 46.511.68 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılardan A.. E.. vekilince temyiz edilmiştir.
    Davalı A.. E.."ün 10.03.2006 tarihli sözleşmedeki imzasına yaptığı itiraz alınan bilirkişi raporları karşısında yerinde görülmemiştir.
    Davacı barka icra takibinde alacağın dayanağı olarak 07.11.2007 tarihli kredi sözleşmesiyle 15.02.2008 tarihli kat ihtarını göstermiş olup, incelenen kat ihtarnamesinde 10.03.2006 tarihli kredi sözleşmesinden de bahsedilmiştir. Davalı A.. E.. 10.03.2006 tarihli kredi sözleşmesinin kefilidir. Alacağın hesabı yönünden alınan bilirkişi raporunda kredi borcunun hangi sözleşmeden doğduğu belirtilmemiş olup davalı A.. E.. rapora ve ek rapora yaptığı itirazlarında davacı bankanın müvekkilinin imzasını taşıdığını ileri sürdüğü kredi sözleşmesinden doğan herhangi bir borcu olmadığını, bu sözleşmeye dayalı bir kredi kullandırılmış ise bunun ödendiğini, varsa alacağın yeni imzalanan ve müvekkilinin imzasını taşımayan sözleşmeden doğduğunu ileri sürerek itiraz etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ek raporunda bankanın kredi alacağının hangi sözleşmeden doğduğu açıklanmadığından davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmüştür.
    Bu durumda mahkemece banka kayıtları üzerinde uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yapılarak alacağın hangi sözleşme veya sözleşmelerden doğduğunun belirlenmesi şayet A.. E.."ün imzasını taşımayan yeni sözleşmelerden doğduğunun tespiti halinde davalı A.. E.."ün bu borçtan sorumlu olmayacağı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı A.. E.. yararına BOZULMASINA, bozma biçimine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara