Esas No: 2022/4178
Karar No: 2022/4918
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/4178 Esas 2022/4918 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/4178 E. , 2022/4918 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/80 E., 2021/355 K.
SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzelterek onama
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Dinar Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.05.2014 tarihli ve 2013/340 Esas, 2014/187 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve aynı hükmün son cümlesi, aynı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına hükmedilerek 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 03.10.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
2. Dinar Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.06.2016 tarihli ve 2016/298 Esas, 2016/592 Karar sayılı kararı ile sanığın, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanması ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve aynı hükmün son cümlesi, aynı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3. Dinar Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.06.2016 tarihli ve 2016/298 Esas, 2016/592 Karar sayılı kararının, sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 17.12.2020 tarihli ve 2020/11723 Esas, 2020/19450 Karar sayılı ilâmıyla;
"1)Sanık hakkında, 5271 sayılı CMK’nin 231/5. maddesi gereği verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını müteakip denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinden bahisle aynı Kanun’un 231/11. maddesi gereği hükmün açıklanması sırasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Hadjianastassiou/Yunanistan, 16.12.1992; ... de Hurk/Hollanda, 19.04.1994; Hiro Balani/İspanya 09.12.1994; Ruiz Torija/İspanya, 09.12.1994) kararlarında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3. maddesinde, 5271 sayılı CMK'nin 34, 230 ve 289. maddeleri ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05/05/2015 tarih ve 2014/145 Esas sayılı kararında belirtildiği üzere, mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde açık olması ve Yargıtayın bu işlevini yerine getirebilmesi için, sonuca etkili tüm argümanların, kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken bu ilkelere uyulmadan gerekçeden yoksun olarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule ve uygulamaya göre de;
2)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas ve 2017/247 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, sanığa 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesi gereği ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK'nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Pelissier ve Sassi/Fransa, No: 25444/94, P. 67, Sadak ve diğerleri/Türkiye No: 29900/96, 29901/96, 29902/96, 29903/96, 17.07.2001) kararlarında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesine muhalefet edilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
3)Sanığın aksi ispat olunamayan savunmasına göre, katılanın kendisine hakaret etmesi nedeniyle duyduğu hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında yargılama konusu suçu işlediğinin kabulü ile sanık lehine TCK’nin 29. maddesi gereği haksız tahrik hükümlerinin uygulandığı anlaşılmakla, sanık hakkında kurulan hükümde, TCK'nin 3. maddesinde yer alan “cezada orantılılık ilkesi” dikkate alınarak, TCK’nin 29. maddesi gereği sanığın cezasından asgari oranda (¼) indirim yapılması gerekirken, katılanın hakaret teşkil ettiği kabul edilen sözleri de denetime imkan verecek şekilde tutanaklara yansıtılmadan, “Sanığın bu eylemini mağdurun haksız fiilinin meydana getirdiği hiddet ve elemin etkisi altında işlemiş olması” şeklindeki genel kabul ile sanık hakkında TCK’nin 29. maddesi gereği (¾) oranında haksız tahrik indirimi uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini,
4)Gerekçeli karar başlığında katılanın kimlik bilgilerine yer verilmeyerek, 5271 sayılı CMK'nin 232/2-b maddesine muhalefet edilmesi,
5)Anayasa Mahkemesinin, 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, "
Nedenleriyle bozulmasına ve 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına karar verilmiştir.
4. Dinar Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.04.2021 tarihli ve 2021/80 Esas, 2021/355 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve aynı hükmün son cümlesi, aynı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına; ancak, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza bakımından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınması suretiyle neticeten 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5237 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebepleri;
1. Sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,
2. Eylemin, meşru savunma sınırları içinde kaldığına,
3. Yüzde sabit iz nedeniyle ceza artırımının hukuka aykırı olduğuna,
4. Vesaire,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Taraflar bacanak olup ailevi nedenlerden dolayı husumetli oldukları, olay günü katılanın, sanığı konuşmak üzere buluşma noktasına çağırdığı, sanığın olay yerine gider gitmez aracından sopa ile inerek sanığın aksi ispat olunamayan savunmasına göre katılanın kendisine hakaret etmesi üzerine sopa ile kafasına vurduğu ve katılanı, yüzde sabit iz meydana gelecek şekilde yaraladığı anlaşılmıştır.
2. Sanık, üzerine atılı suçlamayı ikrar etmiştir.
3. Katılan her aşamada istikrarlı anlatımlarda bulunmuştur.
4. Sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak; Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı ... Adlî Tıp Şube Müdürlüğü tarafından tanzim olunan, 22.08.2013 tarihli; "Sol orbita lateralinin heme üzerinde yarım ay şeklinde 2x0,3 cm. ebatlarında, ortası çökük, çevresi hafif kabarık nedbe, yüzde sabit iz niteliğindedir." görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.
5. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği ve gereğinin yerine getirildiği belirlenmiştir.
6. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 19.04.2022 tarihli ve 2021/155688 sayılı, düzelterek onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Tebliğname Görüşü Yönünden
Her ne kadar mezkûr Tebliğname ile Dinar Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.04.2021 tarihli ve 2021/80 Esas, 2021/355 Karar sayılı kararında, sanığın bozma öncesi lehine olan sonuç ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının, 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son fıkrası gereği korunması gerektiğinin gözetilmediğinden bahisle hükmün, bu yönü ile düzeltilmesine karar verilmesi talep olunmuş ise de bahse konu Mahkeme kararının hüküm fıkrasında, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının uygulandığı paragraftan sonra "Sanığın bozma ilamı öncesindeki kazanılmış hakkının korunması gerektiği anlaşıldığından CMUK'un 326/ son maddesi gereğince 1 YIL 15 GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA," şeklinde karar verildiği anlaşıldığından, Tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.
B. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
1.Beraat Kararı Yönünden
Sanığın üzerine atılı suçlamayı ikrar etmesi, katılanın aşamalardaki istikrarlı anlatımları vekatılan hakkında tanzim olunan adlî muayene raporu karşısında, sanığın eyleminin sübuta erdiği belirlenmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Meşru Savunma Yönünden
Katılanın her aşamadaki istikrarlı anlatımları ile sanığın, ani bir hareketle kendisinin kafasına vurduğunu ve bu nedenle yere düştüğünü beyin ettiği, sanığın, soruşturma aşamasında tespit olunan 19.02.2013 tarihli kolluk beyanında; "..., elini beline doğru götürdü, ortam karanlık olduğu için belindekinin bıçak mı tabanca mı olduğunu anlayamadım, ... bir kaç kez savurdu ancak isabet etmedi." şeklinde, kovuşturma aşamasında ise "... küfür etmeye başladı, küfredince itişmeye başladık, cebinden bıçak çıkardı, bunun üzerine bende aracın bagajında bulunan çapa sapını alıp kendimi korumak amacıyla sağa sola salladım," şeklinde çelişkili anlatımlarda bulunduğu, sanık savunmasının kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3. Ceza Artırımı Yönünden
Katılan hakkında tanzim olunan ve Olay ve Olgular başlığı altında (4) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen adlî muayene raporu ile 5237 sayılı Kanun'un, yüzde sabit ize neden olan yaralanmalar gereği ceza artırımını öngören 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve aynı maddenin son cümlesi dikkate alındığında hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
4. Vesair Yönünden
1. Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve aynı hükmün son cümlesi, aynı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca tespit edilen "2 yıl 9 ay" hapis cezası üzerinden aynı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca (1/6) oranında takdiri indirim sebebi uygulandığında belirlenmesi gereken ceza miktarı "3 yıl 1 ay 15 gün" hapis cezası iken hesap hatası neticesinde "2 yıl 13 ay 15 gün" hapis cezası olarak tespiti suretiyle eksik ceza tayin olunmuş ise de sanığın, 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının bulunması nedeniyle bu husus sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Dinar Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.04.2021 tarihli ve 2021/80 Esas, 2021/355 Karar sayılı kararı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.06.2022 tarihinde karar verildi.