Esas No: 2022/3318
Karar No: 2022/4905
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/3318 Esas 2022/4905 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/3318 E. , 2022/4905 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Katılanlar vekili, sanık müdafii
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.09.2019 tarihli ve 2019/76 Esas, 2019/316 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 11 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 12.06.2020 tarihli ve 2019/2180 Esas, 2020/663 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılanlar vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 12.06.2020 tarihli ve 2019/2180 Esas, 2020/663 Karar sayılı kararının, katılanlar vekili ve sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 08.09.2021 tarihli ve 2020/4864 Esas, 2021/11948 Karar sayılı ilâmıyla;
"1) Sanık ile tanık Nurşen’in dini nikahlı birlikteliklerinin bulunduğu, tanık Nurşen ile maktul arasındaki mesaj içeriklerinin dosyaya yansımadığı, tanık Nurşen tarafından maktul ile olan ilişkinini “sosyal arkadaşlık” sınırları içerisinde olduğunun belirtildiği, ayrıca her ne kadar sanık, olay anında maktul ile karşılaştıklarında maktulün kendisine hakaret ettiğini beyan etmiş ise de tanık Tuncay’ın 26/10/2018 tarihli kolluk beyanı ile bu savunmanın doğrulanmadığı gözetildiğinde, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi gereği asgari orana yakın bir miktarda haksız tahrik indirimi uygulanması gerekirken, yazılı şekilde “14 yıl hapis cezası” olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
2) Sanık hakkında kasti suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak uygulanmasına karar verilen hak yoksunlukları yönünden, Anayasa Mahkemesinin, 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi ve 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrasının 1. cümlesine “ertelenen veya” ibaresinden sonra gelmek üzere eklenen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen” ibarelerinin eklenmiş olması gözetilerek, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, "
Nedenleriyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.01.2022 tarihli ve 2021/488 Esas, 2022/14 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 14 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılanlar Vekilinin Temyiz Sebepleri
1. Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca haksız tahrik koşullarının oluşmadığına,
2. Sanığın yargılama konusu eylemini tasarlayarak işlediğine,
İlişkindir.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği haksız tahrik indiriminin üst sınırdan uygulanması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
"Sanığın, dini nikahla birlikte yaşadığı tanık Nurşen’in sosyal medya hesabı üzerinden, eski erkek arkadaşı olan maktul ile mesajlaştığı, sanığın bunu gördüğü, her ne kadar bahse konu içerikler dosyada yok ise de Nurşen’in hazırlık aşamasındaki beyanında, maktulün eski erkek arkadaşı olduğunu, kendisi ile sosyal medya üzerinden mesajlaştıklarını ancak arkadaş olarak mesajlaştıklarını, maktule bir kaybı nedeniyle başsağlığı dilediğini ve günlük hayattan konuştuklarını ikrar ettiği, olay günü tarafların taziye amacıyla gittikleri bir kıraathanede karşılaştıkları, sanık savunmasına göre maktulün kulağına fısıldayarak (nasıl s.. ediyorum şeklinde) sanığı tahrik ettiği, sanığın dışarı çıktığı ve sandalyede oturmakta olup kendisine arkası dönük olan maktulün kafasına, olaydan birkaç yıl önce tedarik ettiği ve sürekli üzerinde bulundurduğunu beyan ettiği rahsatsız tabanca ile uzak mesafeden 1 el ateş ederek, beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti nedeniyle ölümüne neden olduğu, olay yerinden elde edilen boş kovan ile maktulden çıkan 9 mm çapındaki merminin sanığın suçta kullandığı tabanca ile uyumlu olduğu" anlaşılmıştır.
2. Sanığın, üzerine atılı suçlamaya yönelik samimi ikrarda bulunduğu belirlenmiştir.
3. Her ne kadar tanık Nurşen ile maktul arasındaki mesajlaşmanın olduğu anlaşılmış ise de taraflar arasındaki ilişkinin "sosyal arkadaşlık" sınırları içerisinde olduğu, ayrıca sanık olay anında maktul ile karşılaştıklarını ve maktulün kendisine hakaret ettiğini ileri sürmüş ise de bu hususun tanık Tuncay’ın 26.10.2018 tarihli kolluk beyanı ile doğrulanmaması dikkate alındığında sanık savunmaları, tanık Nurşen'in ve diğer tanıkların beyanları karşısında sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği asgari orana yakın bir miktarda haksız tahrik indirimi yapılmasıyla takdiren 17 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği belirlenmiştir.
4. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereğinin yerine getirildiği tespit edilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Katılanlar Vekilinin Temyiz Sebepleri
1. Haksız Tahrik
Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına konu kararı teşkil eden haksız tahrik kurumunun, gerek Yargıtay gerekse bozma ilâmına uyulmasına karar veren Mahkemece değerlendirildiği ve 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca haksız tahrik indiriminin asgari sınıra yakın bir miktarda uygulanması gerektiğine karar verilerek bu şekilde uygulama yapıldığı anlaşılmakla, sanık hakkında kurulan hükümde haksız tahrik indirimi uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Tasarlama
Sanık savunmasına göre maktulün, karşılaştıkları taziye evinde kendisine hakaret ettiği bunun üzerine sanığın olaydan birkaç yıl önce tedarik ettiği ve sürekli üzerinde bulundurduğunu beyan ettiği rahsatsız tabanca ile maktulün kafasına bir el ateş ederek suçu işlediği anlaşılmakla, sanığın suç işleme kararını önceden verdiğine, aradan soğukkanlılığa ulaşmasını sağlayacak kadar zaman geçmesine rağmen bu kararında sebat gösterdiğine dair delil bulunmadığından, sanığın eyleminin, 5237 sayılı Kanun'un 81 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kaldığının kabulü ile yapılan uygulamada bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına konu kararı teşkil eden haksız tahrik kurumunun, gerek Yargıtay gerekse bozma ilâmına uyulmasına karar veren Mahkemece değerlendirildiği ve 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca haksız tahrik indiriminin asgari sınıra yakın bir miktarda uygulanması gerektiğine karar verilerek bu şekilde uygulama yapıldığı anlaşılmakla, sanık hakkında kurulan hükümde haksız tahrik indirimi uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.01.2022 tarihli ve 2021/488 Esas, 2022/14 Karar sayılı kararında katılanlar vekili ve sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA, hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçen süre göz önüne alındığında, sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.06.2022 tarihinde karar verildi.