Esas No: 2022/6193
Karar No: 2022/4952
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/6193 Esas 2022/4952 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/6193 E. , 2022/4952 K."İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Kasten yaralama suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 35, 86/3-e, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.240,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.09.2020 tarihli ve 2019/371 Esas, 2020/289 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 28.03.2022 tarihli ve 2021/9294 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.05.2022 tarihli ve 2022/49350 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 04.06.2018 tarihli ve 2017/1120 Esas, 2018/4324 karar sayılı ilamında "....hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit suçundan cezalandırılması için kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında; alacağın hukuki bir ilişkiye dayanan haklı bir alacak olup olmadığı, bu bağlamda eylemin yağma suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin kanıtları takdir ve tartışma görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiş.." şeklinde belirtildiği üzere, dosya kapsamına göre, sanığın olay günü alacağını istemek üzere katılan ...'in iş yerine gittiği, bu iş yerinde sanık ile katılanlar arasında alacak verecek meselesinden tartışma olduğu, tartışma sırasında sanığın bir ara dışarı çıktığı, gelirken beraberinde getirdiği ve içeri girerken masanın altına koyduğu içinde tiner bulunan şişeyi eline aldığı, kapağını açtığı ve şişedeki tineri katılan ... Ünal'ın üzerine boşalttığı şeklindeki eylemlerinin alacağı tahsil amacıyla yağma suçunu oluşturabileceği, bu eylemi yargılama görevinin de 5235 sayılı Kanun’un 12. maddesi gereğince ağır ceza mahkemesine ait olacağı ve delillerin takdiri ile değerlendirilmesinin üst dereceli mahkemeye ait olduğu hususları dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
İncelenen dosyada; sanık hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 15.06.2019 tarihli iddianamesi ile kasten basit yaralamaya teşebbüs ve tehdit suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılamada mahkemece tehdit suçundan sanığın beraatine, kasten basit yaralamaye teşebbüs suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.
Tehdit suçundan verilen beraat kararının katılan tarafça istinaf edilmesi üzerine mercii İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Ceza Dairesinin 18.10.2021 tarih, 2021/377 Esas ve 2021/2859 Karar sayılı kararı ile anılan kararın “Sanığın, alacağı bulunduğu katılanların işyerine giderek "2 gün içinde bana parayı ödeyeceksiniz ok yaydan çıktı, bundan sonra olacaklardan ben sorumlu değilim, bekle bekle ebenizini sinkaf edeceğim" diyerek tehditte bulunduğu iddiasına ilişkin eylemin sabit olması durumunda TCK'nin 150. maddesi yollamasıyla tehdit suçunu oluşturup oluşturmayacağı hususundaki delillerin takdir ve değerlendirilmesi görevinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik karar verilmesi gerekirken, görevsiz mahkemece yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi”nden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
Böylece; istinaf bozma kararında belirtildiği gibi, sanığın, alacağının ödenmesi gerektiğinden bahisle katılanın işyerine giderek katılan ...’i yaralamaya çalıştığı, sanığın eyleminin yağmaya teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmayacağı hususundaki delillerin takdir ve değerlendirilmesi görevinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik karar verilmesi gerekirken, görevsiz mahkemece yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi isabetsizdir.
Bununla birlikte, TCK’nin 61/4 ve 61/5. maddelerine göre; “Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hallerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır. Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.” şeklindeki düzenlemeye göre mahkemece TCK’nin 86/2. maddesine göre temel ceza belirlendikten sonra önce silah nedeniyle artırım yapılmasının ardından teşebbüs nedeniyle indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi de isabetsizdir.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; sanık hakkında katılanı kasten basit yaralamaya teşebbüs suçundan İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.09.2020 tarihli ve 2019/371 Esas, 2020/289 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.