Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/6171 Esas 2022/4944 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/6171
Karar No: 2022/4944
Karar Tarihi: 13.06.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/6171 Esas 2022/4944 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/6171 E.  ,  2022/4944 K.

    "İçtihat Metni"

    (KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)


    Basit yaralama ve tehdit suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 28.08.2019 tarihli ve 2019/46723 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Gaziantep 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02.10.2019 tarihli ve 2019/5419 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 29.06.2021 tarihli ve 2021/11296 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.09.2021 tarihli ve 2021/89896 sayılı tebliğnamesi ile gönderildiği Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14.04.2022 tarihli ve 2021/39945 Esas, 2022/9820 Karar sayılı görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
    Mezkur ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre, aralarındaki ihtilafı gidermek üzere bir araya geldiği şüpheli tarafından tehdit edildiği ve darp edildiğini iddia eden müştekinin ifadesinde şikayetçi olmadığından bahisle, şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de,
    13.05.2019 tarihinde meydana gelen olay nedeniyle müştekinin aynı tarihte alınan ve şikayetçi olunup olunmadığına ilişkin bir beyan içermeyen ifadesinde; şüpheli tarafından "...avukata verirsen, seni yakarım, seni bitiririm..." şeklinde tehdit edildiğini ve şüphelinin yüzüne yumruk attığını beyan ettiği, söz konusu beyanlarının tanık olarak ifadesine başvurulan Murat Döş ve Vedat Öztürk tarafından da doğrulandığı, yine dosya arasında bulunan 13.05.2019 tarihli adli muayene raporunda müştekinin yüzünden basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı belirtildiği halde, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından müştekinin yeniden ifadesine başvurularak şikayetçi olmadığının kesin bir şekilde tespit edildikten sonra ya da yasal şikayet süresi içinde şikayetçi olunmaması durumunda şikayet süresi sonunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, 28/08/2019 tarihinde söz konusu kararın verilmesini üzerine, anılan karara yönelik süresi içinde, aynı zamanda mevcut olaya dair yasal şikayet süresi zarfında vermiş olduğu 24/09/2019 tarihli itiraz dilekçesinde müştekinin şüpheliden şikayetçi olduğunun anlaşılması karşısında, eylemleri nedeniyle süresinde şikayet olunan şüpheli hakkında mevcut delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, bu delillere ve suçun unsurlarına yönelik takdir ve değerlendirmenin mahkemesince yapılması gerektiği cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
    Gereği görüşülüp düşünüldü:

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    5271 sayılı CMK’nin 160/1. maddesinde; “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.”
    CMK’nin 160/2. maddesinde; “Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.”
    CMK’nin 170/2. maddesinde; “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.”
    CMK’nin 172/1. maddesinde “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
    Buna göre, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
    Böylece, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
    CMK’nin 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen
    delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir.
    Şikayet, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç veya suçların gerçekleştirilmesinden zarar görenin kanunda belirtilen süre içerisinde ve yine kanunda belirtilen usule göre yetkili makamlara gerçekleştirilen suçun soruşturulması ve kovuşturulması için talepte bulunmasıdır.
    5237 sayılı TCK’nin “Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar” başlıklı 73. maddesine göre; “(1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. (2) Zaman aşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar. (3) Şikayet hakkı olan birkaç kişiden birisi altı aylık süreyi geçirirse bundan dolayı diğerlerinin hakları düşmez. (4) Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz. (5) İştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikayetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar. (6) Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez. (7) Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.”
    Kasten basit yaralama suçunu düzenleyen TCK’nin 86/2. maddesine göre; “Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12.5.2022-7406/3 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.”
    Tehdit suçunu düzenleyen TCK’nin 106/1. maddesine göre ise; “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle:12.5.2022-7406/6 md.) Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.”
    Böylece yasa koyucu kasten basit yaralama ve basit tehdit suçlarının soruşturulması ve kovuşturulmasını şikayet şartına bağlamıştır.
    İncelenen dosyada; Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda kasten basit yaralama ve basit tehdit suçlarından şüpheli
    hakkında şikayet şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verilmiş ise de; mağdur Mehmet ... Dağdeviren’in olayla ilgili beyanının alındığı 13.05.2019 tarihli kolluk ifadesinde şikayetçi olup olmadığı konusunda olumlu veya olumsuz ifade bulunmamaktadır. Mağdur, ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edilmesi üzerine 6 aylık yasal şikayet süresi içerisinde 24.09.2019 tarihli itiraz dilekçesinde itiraz ile birlikte şikayetçi olduğunu da belirtmiştir. Bu nedenle şikayet yokluğu nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi mümkün olmayacağından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ve bu karara yönelik vaki itirazın merciince reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
    Bu nedenle; Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Gaziantep 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02.10.2019 tarihli ve 2019/5419 değişik iş sayılı sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara