Esas No: 2022/5889
Karar No: 2022/4961
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5889 Esas 2022/4961 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/5889 E. , 2022/4961 K."İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Kasten yaralama suçundan sanık ... hakkında basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle yapılan yargılama sonunda sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 86/3-a, 62/1 (ikişer kez) ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3. (iki kez) maddeleri uyarınca iki defa 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Çumra Asliye Ceza Mahkemesinin 22.03.2021 tarihli ve 2021/101 Esas, 2021/129 Karar sayılı kararına karşı katılan vekilleri tarafından yapılan itiraz üzerine, duruşma açılarak genel hükümlere göre yapılan yargılama neticesinde sanığın iki mağdura yönelik eylemleri sebebiyle ayrı ayrı 5237 sayılı Kanun'un 86/2, 86/3-a, 62/1, 52/2 ve 5271 sayılı Kanun'un 251/3. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 2.240,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Çumra Asliye Ceza Mahkemesinin 09.09.2021 tarihli ve 2021/382 Esas, 2021/482 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekili tarafından yapılan itirazın sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediği hususunun sorulmadığından bahisle kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii Konya 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.11.2021 tarihli ve 2021/272 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 01.04.2022 tarihli ve 2022/3109 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.05.2022 tarihli ve 2022/51848 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Katılan vekilinin itirazı üzerine yapılan inceleme sonucunda, Konya 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.11.2021 tarihli kararıyla sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediğinin sorulmadığı gerekçesi ile itirazın kabulüne ve sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına hükmedilmiş ise de,
Dosya kapsamına göre, Çumra Asliye Ceza Mahkemesince sanık hakkında yapılan yargılamada, basit yargılama usûlü uygulanarak mahkumiyet kararı verildiği, söz konusu karara itiraz hakkı bulunan katılan vekili tarafından süresi içinde itiraz edilmesi üzerine duruşma açılarak genel hükümlere göre yapılan yargılama neticesinde sanığın cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedildiğinin anlaşılması karşısında,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/4. maddesinde yer alan "(4) Mahkemece, koşulları bulunması hâlinde; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya hapis cezası ertelenebilir ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir." ve aynı Kanun'un 252/2. maddesinde yer alan ''İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223'üncü madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.'' şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle verilen karara itiraz edilmesi üzerine duruşma açılarak genel hükümlere göre yapılan yargılamada yokluklarında hüküm verilebileceğinin taraflara gönderilecek davetiyede belirtilmesi şartıyla taraflar gelmese bile duruşma yapılabileceği ayrıca Mahkemece sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği, somut dosya kapsamında, yokluğunda hüküm verilebileceği şerhli davetiyenin sanığa tebliğ edildiği ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı uygulanmasını istemediğine dair sanık tarafından sunulan bir belgenin dosyada yer almadığının anlaşıldığı,
Kaldı ki, benzer bir olayla ilgili Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 15.12.2016 tarihli ve 2016/11210 Esas, 2016/8501 karar sayılı ilamında da kabul edildiği üzere, somut olayda, Çumra Asliye Ceza Mahkemesinin 21.03.2021 ve 09.09.2021 tarihli kararları ile verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının sanık müdafiine tebliğ edildiği halde kararlara itiraz edilmediği cihetle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına sanık veya müdafii tarafından itiraz edilmemesinin zımnen kabul olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
5271 sayılı CMK’nin 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
* Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
*Suçun CMK’nin 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
* Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
*Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmaması,
*Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nin 251/4. maddesine göre ise; “Mahkemece, koşulları bulunması hâlinde; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya hapis cezası ertelenebilir ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.”
İncelenen dosyada; sanık hakkında katılanlar ... ve Ümmü Sena Yıldız’ı kasten basit yaralama suçundan Mahkemece basit yargılama usulü uygulanarak yapılan yargılamada 22.03.2021 tarihli ve 2021/101 Esas, 2021/129 Karar sayılı karar ile sanığın iki kez 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 86/3-a, 62/1 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3. maddeleri uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK’nin 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Bu karara katılanlar vekilleri tarafından itiraz edilmesi üzerine genel yargılama usulüne göre devam edilen yargılamada duruşmalı inceleme sonucunda Mahkemenin 09.09.2021 tarihli ve 2021/382 Esas, 2021/482 Karar sayılı kararı ile sanığın iki kez 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 86/3-a, 62/1 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3. maddeleri uyarınca 2.240 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK’nin 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Bu karara katılan ... vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine mercii Konya 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.11.2021 tarihli ve 2021/272 değişik iş sayılı kararı ile anılan kararın “...hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı için gerekli objektif ve subjektif koşulları taşıdığı, ancak sanığa Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına muvakafatının olup olmadığının açık bir şekilde sorulmadığı, verilen kararın bu yönden usul ve yasaya aykırı olduğu” şeklindeki gerekçe ile itirazın kabul edilerek anılan kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Sanık, basit yargılama usulünün uygulandığı ilk kararda hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine açıkça yazılı olarak itiraz etmediği gibi genel yargılama usulüne göre yapılan yargılama sonunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararına yönelik de itirazı bulunmamaktadır. Böylece, vaki itirazın reddi yerine kabulüne karar veren mercii kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Konya 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.11.2021 tarihli ve 2021/272 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.