19. Hukuk Dairesi 2014/13384 E. , 2014/16008 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Hatay 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/03/2014
NUMARASI : 2013/596-2014/205
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vasisinin vekili, davalının müvekkili aleyhine kredi sözleşmesine dayalı icra takibi başlattığını, müvekkilinin uzun süreden beri akıl hastası olup sözleşme tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığını, bu nedenle kredi sözleşmesinin yok hükmünde olduğunu, her ne kadar kredi davacı tarafından alınmış gözükmekte ise de gerçekte davacıya para verilmediğini, kredi parasının başka şahıslarca kullanıldığını belirterek, müvekkilinin takibe konu kredi sözleşmesi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kredinin çekildiği dönemde davacının akıl hastası olduğunun müvekkilinden gizlendiğini, davacının sözleşme tarihinde sürücü belgesinin bulunduğunu, kamyon şoförlüğü yaptığını ve kardeşlerini kefil göstererek müvekkilini yanıltmak suretiyle kredi sözleşmesi yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre, davacının sözleşme tarihi olan 13.04.2006 tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile Hatay 2. İcra Müdürlüğü"nün 2008/1368 sayılı takip dosyasının iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacının kredi sözleşmesinde asıl borçlu sıfatıyla imzasının bulunduğu, ancak sözleşme tarihinde ehliyetsiz olması nedeniyle sözleşmeden dolayı sorumlu tutulamayacağı belirtilerek, mahkemece menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmiş ise de; sözleşme sırasında kendisini ehliyetli gibi göstererek, sözleşme uyarınca kendisine ödeme yapılmasını sağlaması halinde, borçlunun daha sonra ehliyetsizlik iddiasına dayanarak ifadan kaçınması 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanılmasıdır. Kendisini ehil kişi gibi gösterip hukuki işlem yapan ve karşı tarafı zarara uğratan kişi 4721 sayılı TMK"nun 452/2 maddesi uyarınca karşı tarafın zararını tazminle yükümlüdür.
Mahkemece sözleşme uyarınca davacıya yapılan ödeme miktarı belirlenip, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine,10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.