Esas No: 2022/5909
Karar No: 2022/4943
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5909 Esas 2022/4943 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/5909 E. , 2022/4943 K."İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Kasten yaralama suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 29, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair ... 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2021 tarihli ve 2019/281 Esas, 2021/539 Karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2021 tarihli ve 2021/298 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 08.04.2022 tarihli ve 2021/29353 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.05.2022 tarihli ve 2022/56599 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, merciince sanığın üzerine atılı suçun basit yargılama usulüne tabi olduğu ve basit yargılama usulü yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu gerekçesiyle anılan kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de; 5271 sayılı Kanun'un 251/1. maddesinde, "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklinde ve aynı Kanun'un 251/8. maddesinde "Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz." şeklinde yer alan düzenlemelere nazaran, inceleme konusu basit yaralama suçunun basit yargılama usulüne tabi olmakla birlikte, anılan suçun inceleme dışı mala zarar verme suçu ile birlikte işlendiği ve mala zarar verme suçunun cezasının üst sınırı itibariyle basit yargılama usulüne tabi olmadığı, anılan düzenleme uyarınca basit yargılama usulünün, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmayacağı gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
5271 sayılı CMK'nin “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinde;
“(1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir. (Ek cümle: 8/7/2021-7331/23 md.) 175'inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca duruşma günü belirlendikten sonra basit yargılama usulü uygulanmaz.
(2) Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir.
(3) Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın, Türk Ceza Kanunu'nun 61. maddesi dikkate alınmak suretiyle, 223. maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.
(4) Mahkemece, koşulları bulunması hâlinde; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya hapis cezası ertelenebilir ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.
(5) Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları belirtilir.
(6) Mahkemece gerekli görülmesi hâlinde bu madde uyarınca hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açmak suretiyle genel hükümler uyarınca yargılamaya devam edilebilir.
(7) Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik hâlleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz.
(8) Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır.
Mala zarar verme suçunu düzenleyen 5237 sayılı TCK’nin 151/1. maddesine göre ise; “(1) Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.”
ncelenen dosyada; sanık hakkında kasten basit yaralama ve mala zarar verme suçlarından cezalandırılması talebiyle ... Cumhuriyet Başsavcılığının 25.06.2019 tarihli iddianamesi ile kamu davası açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde sanığın katılan ...’ı kasten basit yaralama suçundan 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 29 ve 62. maddeleri gereğince 2.000,00 TL adli para cezası ile katılan Haydar’a yönelik mala zarar verme suçundan 5237 sayılı TCK’nin 151/1 ve 62. maddeleri gereğince 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, kasten basit yaralama suçundan verilen hüküm yönünden 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara katılan vekili tarafından yapılan itiraz, merciince; basit yargılama usulünün uygulanması gerektiğinden bahisle kabul edilmiş ve anılan karar kaldırılmıştır.
Ancak, 5271 sayılı CMK'nin 251/8. maddesinin ''Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz." şeklindeki hükmü karşısında, mala zarar verme ve kasten basit yaralama suçunu işleyen sanık hakkında basit yargılama usulü uygulanamayacaktır.
Bununla birlikte, 14.07.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nin 251. maddesinin 1. fıkrasına 7331 sayılı Kanun ile “175'inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca duruşma günü belirlendikten sonra basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki cümlenin eklenmiş olması nazara alınarak incelenen dosyada 5271 sayılı CMK’nin 251. maddesine göre basit yargılama usulüne tabi olan kasten basit yaralama suçundan mahkemece duruşma günü belirlenerek yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında adli para cezası verilmiş olması nedeniyle bu aşamada artık basit yargılama usulünün uygulanma imkanı da kalmamıştır.
Ayrıca, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.03.2014 tarihli 2014/14-102 Esas ve 2014/128 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.10.2009 tarihli, 2009/4-169 Esas ve 2009/223 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir hüküm değildir. Bunun sonucu olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar 5271 sayılı CMK'nin 223. maddesinde sayılan hükümlerden olmadığından, bu tür kararların kanun yararına bozulması durumunda yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için verilecek hüküm veya kararlarda lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2021 tarihli ve 2021/298 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.