Esas No: 2018/3392
Karar No: 2022/13836
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/3392 Esas 2022/13836 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2018/3392 E. , 2022/13836 K.Özet:
Sanık hakkında sahte fatura kullanma suçundan açılan davada, mahkeme suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı vermiştir. Ancak, sanığın faturaları düzenleyen mükellef şahıs ve şirketler hakkında açılan vergi suçu davalarında mahkumiyet kararı verilmesi, sanığın yüksek tutarlı fatura bedellerinin çek ile ödeme işlemlerinin muvazaalı olması, tahsilat makbuzlarının kanıtlama yeterliliği olmaması gibi unsurların dikkate alınarak, suçların unsurlarının oluştuğu kabul edilmiştir. Bu nedenle, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi ve 7394 sayılı Kanun'un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun'un 359 maddesinin 3,4,5 ve 6. fıkra hükümlerinin uygulanması gerektiği vurgulanmıştır. Bu Kanunların lehe olan hükümlerinin tespit edilip uygulanması ve kararda detaylı olarak açıklanması gerektiği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura kullanma
HÜKÜM : Beraat
Sanık hakkında 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura kullanma suçundan açılan kamu davasının yargılaması sonucunda, mahkemece " suça konu fatura miktarlarının şirketin yıllık matrahının yanında cüzi miktarda olması ve maliyenin kurumlar vergisi yönünden kaybının bulunmaması nedeniyle sanığın suç işleme kastıyla hareket etmediği" gerekçesi ile beraat kararı verilmiş ise de, dosyada mevcut faturaları düzenleyen mükellef şahıs ve şirketler hakkında düzenlenen vergi suçu raporları ve eklerinin, yine faturaları düzenleyen mükellef şirketlerin yetkilileri ..., ..., ... ve mali müşavir ... hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan davaların sonunda mahkumiyet hükümleri verilmesi, Dairemizin temyiz incelenmesinden geçen bu davalarının konusunun farklı şirketler ve kişiler olmasına rağmen, davaların ortak noktasının şirket yetkilisi olan sanıkların savunmalarında mali müşavir ...'nün ismini vermek suretiyle suçlamayı kabul etmediklerinin anlaşılması ve bu hükümlere esas alınan delillerin içeriği ile somut olayda sanık ...'ün özellikle yüksek tutarlı fatura bedellerinin çek ile ödeme işlemlerinin muvazaalı olması, çeklerin sanığın tanıdığı ... tarafından tahsil edilerek tekrar sanığa verilmesi, yine ibraz edilen tahsilat makbuzlarının ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan belge niteliğinde olmaması, suça konu faturalarla indirim konusu yapılan KDV tutarının, indirilecek toplam KDV tutarları içindeki oranlarının azımsanmayacak nitelikte olması ve vergi kaybının suçun unsurları arasında yer olmadığının anlaşılması karşısında; sanığın üzerine atılı sahte fatura kullanma suçlarının unsurları itibariyle oluştuğu gözetilerek, suçların sübutunun kabulü halinde, hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359 maddesinin 3,4,5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.