Esas No: 2020/5240
Karar No: 2022/1469
Karar Tarihi: 03.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5240 Esas 2022/1469 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/5240 E. , 2022/1469 K.Özet:
İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada, davalı banka müşterisi olarak kredi sözleşmesi imzalayan kişinin, sonrasında şirketten ayrılması nedeniyle kredi borcundan sorumlu olmadığı yönünde karar verildi. İlk derece mahkemesi, davalının sorumlu olduğunu belirterek kısmen kabul ettiği davayı istinaf eden davalının lehine sonuçlandırıldı. Bölge Adliye Mahkemesi, dava dosyasını tekrar inceleyerek ilk derece mahkemesinin kararını reddetti. Kararda, davalının borçtan sorumlu tutulmamasına hükmedildi. Kararın dayandığı kanun maddeleri ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369/1., 371, 370/1. ve 372. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.03.2018 tarih ve 2016/1007 E. - 2018/325 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.12.2019 tarih ve 2018/926 E- 2019/1936 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 01.03.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili bankanın ... Şubesi ile dava dışı Verona Deri Giy. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini davalı ...'nun müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, bu sözleşmeye istinaden borçluya kredi kullandırıldığını, borçlunun kredi hesaplarının Beşiktaş 26. Noterliği’nin 29/08/2016 tarih ve 28040 yevmiye nolu ihtarnamesi ile kat edildiğini, borcun süresi içerisinde ödenmediğini, borçlular hakkında İstanbul 7. İcra Müdürlüğü'nün 2016/29778 Esas sayılı dosyası ile 04.10.2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu tarih itibariyle 3.452.278,98 TL tutarındaki alacağın 28/09/2016 tarihinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla yine aynı risk için teminattaki gayrimenkullerin paraya çevrilmesi adına dava dışı Verona Deri Giy. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ipotek veren ... hakkında İstanbul 10. İcra Müdürlüğü'nün 2016/4933 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalıların borca, borcun faizine ve takibe itirazı neticesinde icra takibinin durduğundan bahisle borçlunun itirazının iptaline, hakkında başlatılan icra takibinin devamına, davalının inkar olunan alacağın %40'ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı bankanın haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkili hakkında İstanbul 7. İcra Müdürlüğü 2016/29778 Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, müvekkilinin takibe dayanak gösterilen borca ve kredilere kefil olmadığını, müvekkilinin davacı bankaya borcu bulunmadığını, 07/02/2013 tarihli genel kredi sözleşmesine o tarihte işbu şirketin ortağı olduğundan dolayı kefil sıfatıyla imza attığını, davacı bankanın bu krediden sonra çeşitli tarihlerde dava dışı Verona şirketine krediler kullandırıldığını, müvekkilinin 20/02/2013 tarihinde şirket ortaklığından ayrılmış olduğundan sonraki dönemlerde şirkete verilen krediler için kefil olmadığını, davacı bankanın müvekkili hakkında kötü niyetli olarak icra takibi başlattığından bahisle davada Bakırköy Mahkemeleri'nin yetkili olması nedeni ile yetkisizlik nedeni ile davanın reddine, müvekkilinin borçtan sorumluluğunun bulunmaması nedeni ile esas bakımından itirazların kabulü ile davanın esastan reddine, yine davacının tüm taleplerinin reddine, davacının %40 oranındaki icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacı aleyhine reddedilen meblağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, müvekkili aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile (tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile) davalının İstanbul 7. İcra Müdürlüğü'nün 2016/29778 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile 3.120.573,83 TL asıl alacak, 13.522,48 TL işlemiş akdi faiz, 84.515,54 TL işlemiş temerrüt faizi, 127.240,25 TL kat tarihine kadar işlemiş faiz, 11.263,88 TL BSMV üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %39 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisi uygulanmak sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı olan 3.345.852,10 TL'nin %20'si üzerinden hesaplanan 669.170,42 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı bankanın Zeytinburnu Şubesi tarafından dava dışı Verona Deri Giyim Sanayi ve Ticaret Ltd. Şirketi'ne 2011 yılından itibaren imzalanan Kredi Genel Sözleşmeleri gereği yabancı para (USD) rotatif kredileri kullandırıldığı, davacı banka ile dava dışı şirket arasında davalınında müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı 16/03/2011 tarihinde 1.500.000,00 USD, 16/04/2012 tarihinde 2.000.000,00 USD, 07/02/2013 tarihinde 2.000.000,00 USD'lik Genel Kredi Sözleşmeleri düzenlendiği, davalının 11/02/2013 tarihinde dava dışı borçlu şirketin ortaklığından ayrıldığı, davalının ortaklıktan ayrıldığı tarihten önceki ve sonrasında açılan kredilerin 31/12/2014 tarihi itibariyle tamamen tahsil ve tasfiye edildiği, takibe ve davaya konu banka alacağının 06/03/2014 tarihli davalının imzasının olmadığı sözleşmeden sonra kullandırılan kredilerden kaynaklı olduğunun belirtildiği, borcun kaynağının davalının imzasının olmadığı 06/03/2014 tarihli GKS'ne İstinaden kullandırılan kredilerden kaynaklı olduğu,bu kredilerden kaynaklı borçtan davalının sorumlu olmadığı, buna göre mahkemece davalı hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde yukarıdaki şekilde karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak, yeniden hüküm kurulmak suretiyle; davanın reddine, koşulları bulunmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin birinden alınarak yek diğerine verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, davacı banka harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacı bankaya iadesine, 03/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.