Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2012/14667 Esas 2014/9781 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2012/14667
Karar No: 2014/9781
Karar Tarihi: 11.09.2014

Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2012/14667 Esas 2014/9781 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararın temyiz edilmesi sonucunda dosya incelenmiş ve ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hak saklı kalmak kaydı ile hükmün, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA karar verilmiştir. Mahkeme kararı kapsamında sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan hüküm verilmiş, ancak ceza miktarı hesaplanırken TCK'nın 103/3. maddesi ile tayin edilen cezanın TCK'nın 43. maddesi gereği 1/4 oranında artırılması gerektiği göz önünde bulundurulmamıştır. Ayrıca, 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanunun cinsel dokunulmazlığa karşı suçları düzenleyen maddelerindeki değişiklikler gözetilmeden ceza miktarı hesaplanmıştır. Kararda yer alan kanun maddeleri şunlardır: TCK'nın 103/3, 43, 61/5 ve 103/6.fıkra, 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri, 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddeleri, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri.
14. Ceza Dairesi         2012/14667 E.  ,  2014/9781 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 14 - 2011/301699
    MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 21.06.2011
    NUMARASI : 2010/30 Esas, 2011/187 Karar
    SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilerek dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Adli Tıp Kurumu Kanununun 7. maddesinde, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulu ya da Adli Tıp Kurumu Kanununun 7, 23 ve 31. maddeleri gereğince usulüne uygun şekilde teşekkül ettirilmiş Yüksek Öğrenim Kurumları veya birimlerine bağlı hastane heyetlerinde görev alacak uzmanların kimlerden oluşacağını düzenlediği, buna göre heyetlerin bir başkan, iki adli tıp uzmanı olmak üzere ayrıca çeşitli dallarda yedi ayrı uzmandan oluşacağının belirlendiği, çalışma esaslarının ise aynı Kanunun 23. maddesinde düzenlendiği, heyet başkanın başkanlığında işin niteliğine göre en az dört üye ile toplanmasının yeterli olup, 28.01.2011 tarihli Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulunun raporunu düzenleyenler arasında işin uzmanı çocuk psikiyatristi ve bir adli tıp uzmanının da bulunduğu heyetin oluşumunun kanuna uygun olup raporun düzenlenmesi esnasında heyette iki adli tıp uzmanının bulunmasının zorunlu olmaması nedeni ile tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Sanık hakkında beden veya ruh salığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan uygulama yapılırken TCK.nın 103/3. maddesi ile tayin edilen cezanın, TCK.nın 43. maddesi gereği 1/4 oranında artırılması ile elde edilen artırım tutarının, 103/6. maddenin uygulanması ile ulaşılan cezaya eklenmesi ve bu sıraya uyularak sonuç cezanın belirlenmesi yerine, TCK.nın 61/5. maddesinde öngörülen sıralamaya aykırı olarak 43. maddenin 103/6. fıkradan önce uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
    Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 11.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara