Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2011/2718 Esas 2012/339 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2718
Karar No: 2012/339
Karar Tarihi: 18.01.2012

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2011/2718 Esas 2012/339 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2011/2718 E.  ,  2012/339 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-

    Dava, kambiyo senetlerine istinaden yapılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Davalı vekili, davanın ancak yazılı delil ile ispat edilebileceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının senetlerdeki imzayı açıkça inkar etmeyerek, borca itiraz ettiği takip konusu senetlerin kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiği, borcun bulunmadığı veya ödendiğine dair iddiaların aynı kuvvette ve mahiyette belgelerle ispatlanabileceği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, müvekkili hakkındaki ... İcra Müdürlüğünün 2007/305,306,307,308 E. sayılı takip dosyalarından dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. ... İcra Müdürlüğünün 2007/306 E. sayılı dosyasına konu çek dava dışı Hurşit Türkmenli tarafından davalı lehine keşide edilmiş olup, davalının cirosu ile dava dışı ... ... Türkmenli’ye, onun cirosu ile davacıya, davacının cirosu ile de tekrar davalıya geçmiştir. Türk Ticaret Kanununun 599,I hükmüne göre, “Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisab ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” Bu nedenle, kural olarak, senedi ciro yoluyla devralan kişi kendisinden önce gelen keşideci ve cirantalara karşı rücu hakkını haizdir. Ancak, geriye ciro durumunda, kendisine geriye ciro yapılan cirantanın, çeki devraldığı cirantaya karşı müracaat hakkına sahip olmadığı öğretide ve yargı kararlarında kabul görmektedir. Zira, geriye ciro eden cirantanın da geriye ciro yoluyla devralana karşı müracaat hakkı bulunduğundan, geriye ödemek zorunda kalacağı bir senet bedelini talep etmesi anlamsızdır. Talep ettiği şeyi elde ettiği anda iade talebiyle karşılaşacak olan kişiye karşı “exeptio doli” dermeyan edilebilir (dolo facit qui petit quod redditurus est). (Bkz. Öztan, Fırat: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 1997, s.637). Mahkemece bu yön üzerinde durulup, davalının isticvap beyanı da değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 900,00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara