Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/3817 Esas 2013/6724 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3817
Karar No: 2013/6724
Karar Tarihi: 15.04.2013

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/3817 Esas 2013/6724 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalılar bankadan aldıkları kredi sözleşmesinin taksitlerini ödemeyince banka tarafından ihtarname gönderildi. Ancak borç ödemesi yapılmadığı için banka davalılar aleyhine icra takibi başlattı. Davalılar itiraz etti ve takip durdu. Ancak daha sonra borçlular, faiz ve faiz oranı dışındaki itirazlarından vazgeçtiklerini bildirdiler. İcra dairesi, kısmi itirazları kabul ederek işlem yapmaya devam etti ancak banka, itirazın iptali davası açarak borcun ödenmesini talep etti. Mahkeme, davanın açılma süresinin yıl içinde olduğu gerekçesiyle davayı reddetti. Ancak Yargıtay, yasal başvuru hakkının tebliğden sonra başladığını belirterek bu kararı bozdu. İcra ve İflas Kanunu'nun 67/1 maddesi gereği alacaklı, borçlu tarafın itirazının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren, itirazın iptali için 1 yıl içinde mahkemeye başvurmak zorundadır. Bu maddeye göre, yasal başvuru süresi tebliğ edildikten sonra başlar.
19. Hukuk Dairesi         2013/3817 E.  ,  2013/6724 K.
  • İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA SÜRE
  • İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 67

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -
Davacı vekili; müvekkili banka ile davalı şirket arasında imzalanan kredi genel sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığını, diğer davalıların kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, kredi taksitlerinin ödenmemesi nedeniyle hesabın katedilerek davalılara ihtarname gönderildiğini, yapılan ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, davalılar vekilinin bilahare verdiği 20/05/2009 tarihli dilekçesi ile faiz ve faiz oranına yönelik itirazları hariç diğer itirazlardan vazgeçtiklerini bildirdiğini, icra dairesince 62.894,71 TL işlemiş faiz ve takipten sonra uygulanacak faiz oranı hakkındaki takibin durmasına, kalan kısımlar yönünden itirazlardan vazgeçme nedeniyle takibin devamına karar verildiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve birikmiş faizin %40"ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davanın incelenmesinin usulen mümkün olmadığını ve davanın esası yönünden de faiz ve oranının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; borçluların 25/12/2008 tarihinde borcun tamamına itiraz ettikleri, icra dosyasında herhangi bir işlem yapılmadan 20/05/2009 tarihinde borçlular birikmiş faiz ve faiz oranı dışındaki itirazlarından vazgeçer içerikte itirazlarını düzelttiklerine ilişkin dilekçe verdikleri, borçluların itirazları ve kısmen itirazlarından vazgeçmeleri hususlarının alacaklı banka vekiline 21/04/2010 tarihli icra tebliğ tutanağı ile tebliğ edildiği, ancak ne var ki davacı alacaklı vekilinin 27/07/2009 tarihinde bir kısım borçlular hakkında araç ve taşınmaz haczi istemesi nedeniyle bu tarihte itirazı ve itirazdan kısmen vazgeçmeyi öğrenmiş sayılması gerektiği, itirazın öğrenilmesinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılmasının dava şartlarından olduğu ve davanın bir yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İİK"nın 67/1. maddesine göre alacaklı, borçlu tarafın itirazının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren, itirazın iptali için 1 yıl içinde mahkemeye başvurmak zorundadır. İncelenen takip dosyasına göre borçluların itirazları ve kısmen itirazlarından vazgeçtiklerine ilişkin hususların alacaklı banka vekiline 21/04/2010 tarihli icra tebliğ tutanağı ile tebliğ edildiği görülmüştür. Alacaklı vekilinin 27/07/2009 tarihinde bir kısım borçlular hakkında araç ve taşınmaz haczi istemesi nedeniyle bu tarihte itirazı ve itirazdan kısmen vazgeçmeyi öğrendiğinden bahisle süresinde yasal yollara başvurmadığının kabulü doğru değildir. Zira yasal başvuru hakkı alacaklıya tebliğ olgusundan sonra başlar. İtiraza haricen muttali olmak yeterli değildir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin davanın 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara