MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2012/1387 soruşturma, 2012/2027 esas nolu, 14.05.2012 tarihli iddianamesiyle, sanığın hukuka aykırı olarak ele geçirdiği suça konu senedin boş kısımlarını doldurup icra takibine konu ettiğinden bahisle resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yargılaması sonucunda, mahkemece her ne kadar suçun subutü kabul edilerek mahkumiyet kararı verilmiş ise de; sanığın suçlamayı kabul etmeyerek suça konu senedin ticari alış veriş sonucunda katılanlar tarafından verildiğini ifade etmesi ve dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre, borçlu ve kefil imzalarının katılanlara ait olduğunun tespit edilmesi karşısında, katılanlar tarafından imzalanan suça konu senedin sanık tarafından anlaşmaya aykırı şekilde doldurularak icra takibine konu edilmesinden ibaret eylemin sübutu halinde, 5237 sayılı TCK"nın 209/1 maddesinde düzenlenen açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu oluşturacağı, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 24.03.1989 gün ve 1/2 sayılı kararında belirtildiği üzere, açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunun yazılı delille ispatının zorunlu olduğu, HMK"nın cevaz verdiği ayrık durumlar dışında tanıkla ispatının da olanaklı olmadığı cihetle; tüm dosya kapsamından, sanığın cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği anlaşıldığı halde, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki istem gibi BOZULMASINA, 08.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.