Esas No: 2019/5457
Karar No: 2022/14134
Karar Tarihi: 06.07.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/5457 Esas 2022/14134 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2019/5457 E. , 2022/14134 K.Özet:
Mahkeme, bir kişinin kimlik bilgilerini yanlış beyan etmesi durumunda uygulanacak olan ceza ile, resmi bir belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu arasındaki farkı açıklamıştır. 5237 sayılı TCK'nin 206. maddesi uyarınca resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunulması suçu oluşurken, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 40. maddesi uyarınca ise kimliği bildirmeme durumunda idari para cezası verilir. Kararda, sanığın kardeşine ait kimlik bilgilerini beyan etmesi durumunda TCK'nin 206. maddesi kapsamındaki suçun oluşmadığı, ancak Kabahatler Kanunu'nun 40/1 maddesi kapsamında idari para cezası verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Karar sonunda, sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise TCK'nin 206. maddesi ve Kabahatler Kanunu'nun 40/1 maddesidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
5237 sayılı TCK'nin 206. maddesinde düzenlenen “Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunun oluşması için, kişinin açıklamaları üzerine yetkili kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen resmi belgenin, beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gerekmekte olup 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kimliği bildirmeme” başlığını taşıyan 40. maddesinin birinci fıkrası ise “görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir.” hükmüne haiz olup, bu kabahat fiili ile 5237 sayılı TCK’nin 206. maddesinde düzenlenen suç arasındaki fark, beyanın resmi belge düzenlenmesi sırasında yapılıp yapılmadığıdır. Kamu görevlisinin, görevi nedeniyle resmi belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde TCK’nin 206. maddesi uygulanacaktır. Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması halinde Kabahatler Kanunu'nun 40/1 maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi gereklidir. Yine yalan beyanın tek başına kanıtlama gücünün bulunmadığı, bu beyana rağmen görevlinin, beyan edilen hususların doğruluğunu araştırıp da belgeyi sonra düzenlemesinin gerekli olduğu hallerde, belgeye dayanak oluşturan bilgi yalan beyan olmayıp, görevlinin araştırması sonucu ulaştığı bilgi olduğundan, beyan olunan bilgiler ilgili memur ya da makamın başkaca araştırma yapmasını, belge incelemesini gerektirirse veya yalan beyan üzerine memurun yanıltılamaması neticesinde doğru şekilde belge oluşturulması durumunda da anılan suçun oluşmayacağı açıktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, başka bir suçtan aranan sanığın, şüphe üzerine polislerin kimlik sormaları üzerine kardeşine ait kimlik bilgilerini beyan etmekten ibaret eylemi nedeniyle, dosya içerisinde sanığın beyanı üzerine kolluk görevlilerince düzenlenmiş bir belge olmadığı anlaşılmakla, TCK’nin 206. maddesindeki "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1 maddesinde düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" kabahatini oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak sanığın lehine olan ve eylemine uyan 5326 sayılı Kanun'un 40/1 maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 20/2-c maddesinde düzenlenen zamanaşımının, eylemin gerçekleştiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 5271 sayılı CMUK'nin 322 ve Kabahatler Kanunu'nun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, Kabahatler Kanunu'nun 20/1 maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 06.07.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.