Esas No: 2020/7358
Karar No: 2022/1612
Karar Tarihi: 08.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7358 Esas 2022/1612 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7358 E. , 2022/1612 K.Özet:
Davalı, masa tasarımı için tescil başvurusunda bulunmuştur. Davacı, tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşımadığını iddia ederek tescilin iptalini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davayı reddetmiş ve istinaf da bu kararı onaylamıştır. Ancak Yargıtay'a yapılan temyiz başvurusu sonucu, tasarımın ayırt edici olmadığına dair bilirkişi raporu dikkate alınarak davacı lehine karar verilmesine karar verilmiştir. Davacı tarafın temyiz itirazı kabul edilerek hüküm bozulmuş ve dava dosyası ilk derece mahkemesine gönderilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Mülga 554 sayılı KHK
- 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu
- HMK'nın 373/1. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 29.11.2018 tarih ve 2016/455 E- 2018/588 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.06.2020 tarih ve 2019/757 E- 2020/580 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının 23.10.2013'de masa ürününü içeren tasarım tescil başvurusunda bulunduğunu, başvurunun Resmî Tasarım Bülteni'nde ilânı üzerine, müvekkilinin başvuru konusu tasarımın, 2011/3378-1-11 sayılı tasarım tescilleri karşısında yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşımadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, itirazın diğer davalı TPMK YİDK tarafından başvuru konusu tasarımın itirazda dayanılan tasarım belgelerindeki ürünlerin görünümünden genel izlenim itibariyle farklı olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvuru konusu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik vasıflarının bulunmadığını ileri sürerek, TPMK YİDK tarafından tesis olunan 2014/T-583 sayılı kararın iptaline ve davalı adına tescil olunan tasarımın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, YİDK kararının iptaline ilişkin davanın süresinde açılmadığını, tasarım hükümsüzlüğü davalarında yetkili mahkemenin tasarım sahibinin yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, müvekkilinin yerleşim yerinin Konya olduğunu savunarak, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Konya Asliye 3. Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davanın ilk olarak açıldığı Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nde, makemenin 2015/17 E. 2015/211 K. 04/06/2015 tarihli kararı ile her iki davalıya karşı YİDK kararının iptali istemi ile açılan davanın süresinde açılmamış olması sebebiyle reddine, davalı şirkete karşı hükümsüzlük istemi ile açılan dava bakımından mahkemenin yetkisizliği sebebiyle davanın usulden reddine ilişkin kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi sonucunda yargılamaya hükümsüzlük istemi bakımından Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce devam olunmuştur.
İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davalıya ait 2013/07021 sayılı tasarımın davacıya ait 2011/03378 sayılı çoklu tasarım ile DEMA, ALLORA BAM 121 tasarımları karşısında "yenilik ve ayırt edicilik" koşullarını sağladığı, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalıya ait tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Gerek dava tarihinde yürürlükte bulunan ve somut olaya uygulanması gereken mülga 554 sayılı KHK, gerekse 10.01.2017 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda, bir tasarım başvurusunun tescil edilebilmesi için; tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması, bir başka deyişle mutlak yenilik ihtiva etmesi ve ayrıca önceki tasarım görsellerine göre ayrt edicilik özelliğinin bulunması koşulu getirilmiştir. Küçük ayrıntılar yenilik incelemesinde dikkate alınmaz.
Ayırt edicilik unsurunun tespitinde ise, koruma talep edilen tasarımın bütününün önceki tasarımlara nazaran genel izlenim itibariyle farklı olduğu hissini uyandırması gerekir.
Birden fazla tasarımın farklı unsurlarının birleştirilmesiyle elde edilen tasarımların ayırt edici olduğu söylenemez. Koruma telep edilen tasarım ürünün bütününe yönelik olabileceği gibi bir kısmına ilişkin de olabilir. Ürünün tamamı yönünden koruma talep edilmiş ise tasarımın tamamının tüm unsurları yönünden bilinen önceki tasarımlara nazaran ayırt edici nitelikte olması gerekir.
Ayırt edicilik değerlendirmesinde markalardaki hedef tüketici kitlesinden farklı olarak “bilgilenmiş kullanıcı” kitlesinin görüşleri dikkate alınır. Bilgilenmiş kullanıcı o ürün grubunda uzman olan kişiler değil, ancak tasarıma konu ürünün kullanıcıları arasında bulunan ve genel kitleye nazaran ürünlerin dış görünüşüne değer veren yeteri kadar bilgi sahibi, titiz ve dikkatli kişilerdir.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, tasarımlar için mutlak yenilik kriteri benimsenmiş olup, hükümsüzlük davasında bu yönün mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir. Buna mukabil ayırt edicilik konsunda mahkemelerin re’sen inceleme yapması mümkün olmayıp, ancak tarafların delil getirmesiyle inceleme konusu yapılabilecektir.
Mahkemece, bilirkişi raporları esas alınarak davalıya ait masa tasarımın yeni ve ayırt edici olduğu vurgulanmış ise de alınan son bilirkişi raporunda, davalı tasarımının ayak şeklinin “v” biçiminde yere inişi ve yerle kavuşmadan hemen önce kavis çizmesinin davalı tasarımı başvurusundan da önce piyasada kullanılan bir tasarım unsuru olduğu belirlenmiştir. Bu durumda, davalı adına tescilli dava konusu tasarımının ayırt edici olmadığı göz önüne alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın yazılı gerekçe ile davacı taraf lehine bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı taraf lehine BOZULMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.