Esas No: 2020/7124
Karar No: 2022/1618
Karar Tarihi: 08.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7124 Esas 2022/1618 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7124 E. , 2022/1618 K.Özet:
Davacı, davalı bankanın kartel faizi uygulaması sebebiyle müvekkili şirkete vermiş olduğu zararın üç katı oranında tazminatın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla piyasadaki rekabet sınırlanmamış olsaydı uygulanmakta olacak faiz miktarının ve müvekkilin uğradığı toplam zararın miktarının tam olarak tespiti ile şimdilik 100,00 TL'nin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Ancak mahkeme davacının bu talebini reddetmiştir. Davacının istinaf başvurusu da reddedilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararı onamıştır. Hukuk kuralları göz önünde bulundurulduğunda, verilen kararda bir isabetsizlik olmadığı kanısına varılmıştır. Sonuç olarak, davacının temyiz istemi reddedilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 03.07.2018 tarih ve 2016/944 E. - 2018/595 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 14.09.2020 tarih ve 2019/417 E. - 2020/681 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Rekabet Kurulu'nun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararı ile davalının da içinde bulunduğu 12 adet bankanın 2007-2011 yılları arasındaki bir kısım faaliyetlerinde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesini ihlal ederek serbest rekabet ortamını bozdukları gerekçesi ile idari para cezasına mahkum edildiğini, müvekkilinin de davalıdan 10.10.2008 tarihinde 400.000.-TL bedelli, 30.06.2010 tarihinde 22.000.-TL bedelli krediler kullandığını, kartel faizi sebebiyle zarara uğradığını, söz konusu fiil olmasaydı kredi maliyetinin daha ucuz seviyelerde olabilecekken, hukuka aykırı işlem neticesinde maliyetin yükseldiğini ileri sürerek, davalı bankanın kartel faizi uygulamak suretiyle müvekkili şirkete vermiş olduğu zararın üç katı oranında tazminatın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla piyasadaki rekabet sınırlanmamış olsaydı uygulanmakta olacak faiz miktarının ve müvekkilin uğradığı toplam zararın miktarının tam olarak tespiti ile şimdilik 100,00 TL'nin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu Rekabet Kurulu Kararında ticari kredilerin soruşturma kapsamı dışında bırakılmış olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, davacının Rekabet Kurulu Kararına bağlı bir zararının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalı bankadan kullanılan kredilerin 08/03/2013 tarihli Rekabet Kurulu Kararında bankaların uyumlu eylem içinde oldukları tespit edilen bireysel kredi değil, ticari nitelikli krediler olduğu, ayrıca davacı şirketin kullandığı ticari krediler için davalı bankadan talep edebileceği bir zararının bulunduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince Rekabet Kurulu Kararında bankaların anlaşmalı olarak yüksek faiz belirledikleri tespit edilen kredilerin “tüketici kredileri” olduğu, somut uyuşmazlık konusu ticari kredilerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla mahkemece anılan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin benzer uyuşmazlıklarda verdiği 02.12.2019 tarih ve 2019/1213 E.- 2019/7738 K. ve 08.01.2020 tarih ve 2019/1496 E.- 2020/163 K. sayılı kararlarının da bu yönde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.