Esas No: 2020/7094
Karar No: 2022/1609
Karar Tarihi: 08.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7094 Esas 2022/1609 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7094 E. , 2022/1609 K.Özet:
Davacı vekili, müvekkilinin \"LOOZA\" markasının Belçika ile özdeşleşmiş bir meyve suyu markası olduğunu ve dünya çapında tanınmış marka statüsüne kavuştuğunu, davalının haksız olarak müvekkiline ait markayı ve \"http://www.loozaturkiye.com\" alan adını kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, davalıya ait \"LOOZA\" ibareli markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, davalıya ait \"http://www.loozaturkiye.com\" alan adına erişimin engellenmesine ve hüküm özetinin ilanına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davalının marka tescilinin kötü niyetli olduğuna karar vererek, davalıya ait \"LOOZA\" markasının hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, hüküm özetinin ilanına karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi ise İlk Derece Mahkemesi'nin kararında bir isabetsizlik olmadığını belirterek, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Kararın detayları için SMK'nın 6/2 ve Paris Sözleşmesi'nin 6. maddelerine bakılması gerektiği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 15.11.2018 tarih ve 2017/461 E- 2018/1047 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 14.09.2020 tarih ve 2019/299 E- 2020/679 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının çok sayıda tescilli ve tanınmış markalarından birinin de "LOOZA" markası olduğunu, 1960'lı yıllardan itibaren "LOOZA" markasının Belçika ile özdeşleşmiş bir meyve suyu markası haline geldiğini, pek çok spor dalında sponsorluklarının başladığını ve dünya çapında tanınmış marka statüsüne kavuştuğunu, davalının haksız olarak davacıya ait markayı ve "http://www.loozaturkiye.com" alan adını kendi adına tescil ettirdiğini, davalının "LOOZA" markalı ürünün ithalatçısı iken, aşikar bir kötü niyetle davrandığını, davalıya bu konuda gönderilen ihtarnameye cevap alınamadığını ileri sürerek, davalıya ait "LOOZA" ibareli 2012/86448 nolu markasının hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, davalıya ait "http://www.loozaturkiye.com" alan adına erişimin engellenmesine ve hüküm özetinin ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, "LOOZA" markasının Türkiye'de tanınmasının davalı tarafından sağlandığını, markanın davalı tarafından 12.10.2012 tarihinde tescil ettirildiğini, 6769 sayılı SMK'nın 25. maddesinin 6. fıkrası uyarınca marka sahibinin 5 yıl boyunca sessiz kalması halinde, sonraki tarihli marka tescilinin kötüniyetli olmadıkça hükümsüzlük istenemeyeceğini, davalının hiçbir kötü niyetinin olmadığını, marka tescilini de davacının bilgisi ve rızası dahilinde yaptığını, markanın Türkiye'de tanınması için 3.000.000,00 Euro'dan fazla yatırım yaptığını, davacının kötüniyetli olarak davalıyı zarara uğratmak istediğini ve davalının emek ve çabalarından kendisi lehine fayda sağlamaya çalıştığını, markanın her türlü kullanım hakkının davalıya ait olduğunu, Pepsico International tarafından davalıya "LOOZA" markasının tescil ve kullanımına ilişkin belge verildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının sunmuş olduğu 18/02/2013 tarihli sözleşmede Pepsico International Şirketi tarafından davalıya, Türkiye'de "Looza" ürünlerinin dağıtımı, pazarlanması ve "Looza" markasının marka olarak kullanma izninin verildiği, davalının Türkiye'de pazarlayan ve dağıtan temsilci olduğu, davalı tarafından yaptığı iddia edilen 3.000.000,00 Euro yatırıma ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığı, SMK'nın 6/2 ve Paris Sözleşmesi 6. maddesi gereğince davacının, davalının marka tesciline itiraz etme ve hükümsüzlüğünü talep etme hakkının bulunduğu, davacı şirketin davalıya” markayı tescil ettirme iznini vermemiş olduğu, "LOOZA" markasının yabancı ülkede uzun zamandan beri kullanıldığının bilindiği ve aynı zamanda davacının Türkiye'deki temsilcisi olan davalının birebir aynı markayı, hiçbir haklı gerekçe sunmadan kendi adına tescil ettirmesinin, hakkın kötüye kullanımı anlamına geldiği, davacının kötü niyetli tescilinin söz konusu olduğu, ancak davacı şirket tarafından davalı şirkete Türkiye'de "LOOZA" ürünlerinin dağıtımı, pazarlaması ve "LOOZA" markasının marka olarak kullanma izninin verilmiş olmasından, davalının "http://www.loozaturkiye.com" alan adını kullanmasının marka tecavüzü teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, SMK'nın 6/2 ve Paris Sözleşmesinin 6. mükerrer 6/1 maddesi uyarınca, davalıya ait 2012/86448 sayı ile tescilli "LOOZA "markasının hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, hüküm özetinin ilanına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı. davalının davacıya ait markaları Türkiye'de pazarlayan ve dağıtan temsilci olduğu, bu durumda anılan markayı hiçbir haklı gerekçe sunmadan kendi adına tescil ettirmesinin, hakkın kötüye kullanımı anlamına geldiği, dolayısıyla davalının kötü niyetli tescilinin söz konusu olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 08/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.