Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7470 Esas 2022/1623 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7470
Karar No: 2022/1623
Karar Tarihi: 08.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7470 Esas 2022/1623 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, dava dışı borçlu şirketin eski yetkilisi olduğunu ve kredi borçlarının tamamının ödendiğini iddia ederek davalı bankaya borçlu olunmadığının tespitine ve takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etti. Davalı banka ise borcun sebebinin şirket ortaklığı değil kefalet ilişkisi olduğunu savunarak davanın reddedilmesini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etti. Mahkeme, davacının imzasının olmadığı kredi borçlarından dolayı davanın kabul edilmesine ve davalının kötüniyeti tespit edilemediği için kötüniyet tazminatı talebinin reddedilmesine karar verdi. Temyiz eden davalının bütün itirazları reddedildi ve hüküm onandı.
Kanun Maddeleri: 5990 sayılı Ticaret Kanunu.
11. Hukuk Dairesi         2020/7470 E.  ,  2022/1623 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 13.07.2020 tarih ve 2016/932 E. - 2020/409 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; dava dışı Dehan Paz. Day. Tük. Mal. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisi iken, 11.02.2004 tarihinde 5990 sayılı Ticaret Sicili Gazetesindeki ilana göre hisselerini devrettiği, daha önce yetkilisi olduğu Dehan Şirketi adına 200.000.-TL kredi kullanıldığı, tüm borç ödendikten sonra müvekkil ortaklıktan ayrıldığı, 16.08.2004 tarihli 700.000.-TL akabinde 1.000.000.-TL olmak üzere diğer ortakların imzaları ile krediler kullandığı, ödememe üzerine davalı bankanın İstanbul 10. İcra Müd. 2010/5076 E. sayılı dosyası ile icra takibine geçtiği, bu takibe ilişkin ödeme emri müvekkile tebliğ edilmediği ve ancak müvekkilin 08.03.2012 tarihinde işyerine gönderilen maaş haczi ile haberdar olduğu, takibin kefalet sözleşmesinden kaynaklandığının anlaşıldığı, müvekkilin dava dışı borçlu şirket ile hukuki ve organik hiçbir bağının kalmadığı, yetkilisi olduğu dönemde kullanılan kredi borçlarının ödendiğini ileri sürerek davalı şirkete borçlu olunmadığının tespitine, takibin durdurulmasına ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili; davanın yetkisiz mahkeme de açılıdğını, davacının borçlu şirketten 19.2.2004 tarihinde hisselerini devrederek ayrıldığını beyan etmesine rağmen borcun sebebinin şirket ortaklığı değil kefalet ilişkisi olduğu, borcun ortaklıktan önce veya sonra doğmuş olmasının sorumluluğu azaltmadığını savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; davacı, dava dışı asıl borçlu ile temlik eden banka arasında 24/02/2004 tarihli 200.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davacının bu sözleşmeye kefil sıfatıyla imzaladığı, davacının kefalet limitinin 200.000,00 TL olduğu, 16/08/2004 tarihli Limit Artırım Taahhütnamesi ve 1.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Taahhütnamesinde davacının imzasının bulunmadığı, davalı temlik edenin 08/02/2007 tarihinde yaptığı icra takibinin 05/10/2005 ve işlek kredinin 24/08/2006 tarihli kredilerden kaynaklandığı, bu kredilerde davacının imzası bulunmadığı, kredilerden kaynaklanan borçtan sorumlu olmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüyle; takip dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalının kötüniyeti tespit olunamadığından bu davalı yönünden kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davalı ... Yönetim A.Ş. harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davalı ... Yönetim A.Ş.'ye iadesine, 08/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara