Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/5781 Esas 2022/14175 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/5781
Karar No: 2022/14175
Karar Tarihi: 12.09.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/5781 Esas 2022/14175 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanığın yokluğunda verilen hüküm, doğrudan yapılan tebliğ işleminin usulsüz olması sebebiyle sanığın öğrenme üzerine hükmü yasal süresinde temyiz ettiği kabul edilerek, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiş ancak suçun özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu ve zincirleme şekilde işlendiği gerekçesiyle mahkumiyet hükümleri bozulmuştur. Ayrıca dolandırıcılık suçuna ilişkin olarak da uzlaştırma işlemleri için gereğinin yapılmamış olması sebebiyle hükmün BOZULMASINA karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 21/2. maddeleri
- 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 688. (6102 sayılı Kanunun 776.) maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43. ve 61. maddeleri
- 7188 sayılı Kanun'un 26. maddesi
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. ve 254. madde fıkraları
- 157/1. maddesi.
11. Ceza Dairesi         2020/5781 E.  ,  2022/14175 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi


    Sanığın yokluğunda verilen hükmün, aynı zamanda MERNİS adresi de olarak bilinen son adresine öncelikle 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebliğ edilmesi gerekirken, doğrudan aynı Kanun'un 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle, sanığın öğrenme üzerine hükmü yasal süresinde temyiz ettiği kabul edilerek ve temyizin reddine dair 13.06.2016 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
    A) Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
    1) Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.12.1992 tarihli ve 1/5 sayılı ve Ceza Genel Kurulunun 24.03.1998 tarihli ve 51/106 sayılı kararlarında açıklandığı üzere; kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen bütün unsurları taşımasının gerekeceği, yasal unsurları taşımayan bir kambiyo senedinde sahtecilik yapılması halinde fiilin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 688. (6102 sayılı Kanunun 776.) maddesinin 6. fıkrası uyarınca senet metninde düzenleme tarihi ve yerinin bulunmasının zorunlu olduğu, suça konu senetlerin ise düzenleme tarihi ve yerinin bulunmaması nedenleriyle bono niteliği bulunmayıp özel belge niteliğinde olduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
    2) Kabule göre de; 5237 sayılı TCK'nin 43. maddesine göre "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda gerçekleşen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı, tüm dosya kapsamına göre, suça konu senetlerin farklı tarihte düzenlendiğine dair delil bulunmadığı ve aynı anda katılan ...'a verilerek kullanıldığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nin 43. maddesi kapsamında zincirleme suç koşullarının oluşmadığı, ancak suça konu belge sayısı da nazara alınarak 5237 sayılı TCK'nin 61. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, zincirleme şekilde işlenmiş resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması yasaya aykırı,
    B) Dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
    24.10.2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinin üçüncü fıkrasına “birlikte” ibaresinden sonra gelmek üzere “aynı mağdura karşı” ibaresi eklenmiş olup, anılan kanun maddesinde yapılan değişiklikle uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağının düzenlendiği dikkate alınarak, somut olayda sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilen resmi belgede sahtecilik suçunun mağdurunun kamu olduğu, dolandırıcılık suçunun mağdurunun ise katılan ... ve ... olduğu anlaşılmakla, sanığa yüklenen ve TCK’nin 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca dolandırıcılık suçu yönünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, 12.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara