Esas No: 2020/8432
Karar No: 2022/1647
Karar Tarihi: 09.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8432 Esas 2022/1647 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8432 E. , 2022/1647 K.Özet:
Davacı vekili, 7.000 TL bedelli senedi davalıya tahsil amacıyla verdiğini, senette tahrifat yapılarak bedelin 17.000 TL olarak değiştirildiğini iddia ederek borçlu olmadığının tespitine ve %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise imzanın müvekkilinin eli ürünü olmadığını ve davacının müvekkiline borçlu olduğunu savunarak davanın reddine ve %20 tazminata karar verilmesini istemiştir. Adli Tıp Kurumu raporu ile tutanak başlıklı belgedeki imzanın davalının eli ürünü olduğu belirlenmiştir ve davacı tarafından davalıya tahsil amacıyla verilen senedin tahrif edilerek davalıya ciro edildiği tespit edilmiştir. Bu nedenle davanın kabulüne, icra takibine konu edilen bono nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Ayrıca alacağın %20'si üzerinden hesap edilen kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir. Temyiz başvurusu reddedilmiştir. Kanun maddeleri ise belirtilmemiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 21.01.2020 tarih ve 2016/821 E. - 2020/10 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 7.000.- TL bedelli senedi davalıya tahsil amacıyla verdiğini, senette tahrifat yapılarak bedelin 17.000.- TL olarak değiştirildiğini, senedin tahsil için verildiğinin davalının el yazısı ile yazarak imzaladığı tutanak başlıklı belge ile de sabit olduğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine ve % 40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tutanaktaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkiline el yazısı ile zorla yazdırıldığını, davacının müvekkiline borçlu olduğunu savunarak, davanın reddine ve % 20 oranında tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; Adli Tıp Kurumu raporu ile tutanak başlıklı belgedeki imzanın davalı ...'in eli ürünü olduğunun belirlendiği, bu nedenle davaya konu senedin tahsil amacıyla davalıya ciro edildiği ve davacı yanın bu senet nedeniyle davalı yana borçlu olmadığı, senet aslı sunulmadığından tahrifat iddiasına ilişkin inceleme yapılamadığı, davaya konu bononun davacı tarafından davalıya tahsil amacıyla verilmesine rağmen davalının bonoyu icra takibine konu etmesinin haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibine konu 05.12.2009 tanzim ve 16.07.2010 vade tarihli bono nedeni ile davacının borçlu olmadığının tespitine, alacağın %20'si üzerinden hesap edilen 5.964,14 TL kötüniyet tazminatının davalı yandan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.527,79 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 09/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.