19. Hukuk Dairesi 2013/2740 E. , 2013/5742 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Yerel mahkemece verilen 26.10.2009 tarihli kısmen kabul kararı Dairemizin 19.01.2011 tarih 2010/14257 E. 2011/334 K. sayılı kararında belirtilen: "Mahkeme hükme esas alınan rapordan; yanlar arasında akdedilen kredi sözleşmesinin 2/5. maddesindeki "akdi faizin %25, temerrüt faizinin %50 oranında" olacağına dair düzenlemenin gözetildiği görülmektedir. Oysa aynı sözleşmenin 2/7 ve 53. maddelerinde de akdi ve temerrüt faizi oranları ile ilgili düzenlemeler bulunduğundan, mahkemece bu hükümler gözetilmek ve temerrüt faizi istemine esas talebi dayanağını oluşturan ilgi ve belgeler davacı bankadan getirtildikten sonra dosyanın bilirkişiye tevdi edilip rapor aldırılmak suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir." belirtilen gerekçelerle bozulmuş, iş bu bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu verilen 10.12.2012 tarihli kararda ise; "Açılan davanın kısmen kabulü ile Konya 8. İcra Müdürlüğünün 2008/539 E. sayılı takipte borçlunun itirazının iptali ile bilirkişi ..."ın 22.06.2012 tarihli ek raporu çerçevesinde takip dosyasında davalının kefalet miktarı ile sınırlı olmak üzere 20.000 TL ile sorumlu olduğundan bu miktarla bağlı kalınarak davalının itirazının iptaline, takip tarihi olan 16.01.2008 tarihinden itibaren %72 oranında yıllık temerrüt faizinin uygulanması şeklinde takibin devamına, davacının fazlaya dair talebinin reddine, mahkememizce 26.10.2009 tarihinde verilen kararın davacı banka vekili tarafından inkar tazminatı ile ilgili temyiz edilmemesi nedeniyle davalı yararına bu yönden kararın kesinleştiği gözönüne alınarak 13.378,90 TL asıl alacağın %40 oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde hüküm oluşturulmuştur. Ne var ki, bu şekilde verilen hüküm HUMK 388 (HMK"nun 297) maddesine aykırı olup infazda tereddüt yaratacak şekildedir. Yapılması gereken iş her bir davalının sorumlu olduğu asıl alacak ve faiz tutarının karar yerinde açıkca gösterilerek faize faiz uygulanmayacak şekilde hüküm oluşturmaktan ibarettir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.