Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/17825 Esas 2022/9054 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/17825
Karar No: 2022/9054
Karar Tarihi: 14.09.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/17825 Esas 2022/9054 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2020/17825 E.  ,  2022/9054 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/03/2017 tarihli ve 2016/726 esas, 2017/163 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 01/10/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli Muhammed Elçi hakkında, 11/06/2015, 06/02/2016 ve 27/03/2016 tarihlerinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 04/04/2016 tarihli ve 2015/31183 soruşturma, 2016/315 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve tedaviye tabi tutulmasına, aynı Kanun'un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye tebliğ edilerek 03/05/2016 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştirildiği,
    2- Şüphelinin, henüz erteleme kararı kesinleşmeden 06/04/2016 tarihinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği, bu eylem nedeniyle yürütülen soruşturma evrakının 2015/31183 sayılı soruşturma evrakı ile birleştirilmesine karar verildiği,
    3- Şüphelinin erteleme kararının kesinleşmesinden sonra ve fakat henüz denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanmasından önce 06/05/2016 tarihinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle belirlenmesi üzerine erteleme kararının kaldırılmasına karar verildiği,
    4- Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 07/11/2016 tarihli ve 2015/31183 soruşturma, 2016/12879 esas, 2016/10493 sayılı iddianamesi ile, sanığın 11/06/2015, 06/02/2016, 27/03/2016, 06/04/2016 ve 06/05/2016 tarihli eylemleri nedeniyle cezalandırılması istemiyle Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianamede 06/05/2016 tarihli eylemin ihlal olarak gösterildiği,
    5- Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 21/03/2017 tarihli ve 2016/726 esas, 2017/163 sayılı kararı ile sanığın soruşturma başlamadan önce tedavi amaçlı kendiliğinden sağlık kuruluşuna başvurduğu gerekçesiyle 5237 sayılı TCK’nın 192/4 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/4-a maddeleri gereğince “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/04/2016 tarihli ve 2015/31183 soruşturma, 2016/315 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin erteleme süresi içerisinde atılı suçu yeniden işlemesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonunda, soruşturma başlamadan önce 14/09/2014 tarihinde tedavi amaçlı olarak kendiliğinden Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Amatem Polikliniğine başvuran sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 192/4 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/4-a maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına dair Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/03/2017 tarihli ve 2016/726 esas, 2017/163 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, sanık hakkında, 11/06/2015, 06/02/2016 ve 27/03/2016 tarihlerinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından dolayı 04/04/2016 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, verilen kararın 16/04/2016 tarihinde aynı konutta oturan eşine tebliğ edildiği, ancak söz konusu tebligatta herhangi bir meşruhat bulunmadığı gibi sanığa tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanması için uyarılı bir başvuru davetiyesinin de gönderilmediği, sanık hakkında iş bu "...Konya 2. Asliye Ceza Mahkemelerinin dosyaları ile ilgili denetimli serbestlik dosyasının bulunmadığı..." hususunun Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 23/09/2019 tarihli ve 35302771-B.M. 2019/12194 sayılı yazısı ile Bakanlığımıza bildirildiği de göz önüne alındığında, Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/04/2016 tarihli ve 2015/31183 soruşturma, 2016/315 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararının itiraz edilmeden 03/05/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın ilgili Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat etmesi gerektiği, kendisine burada yazılı olarak yükümlülüklerinin ve yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağına ilişkin meşruhatları içeren uyarılı davetiyenin usulen tebliği neticesinde şüphelinin durumuna göre sonuçlandırılacak bir denetimli serbestlik dosyası oluşturulması gerektiğinin gözetilmemesi sebebiyle, 5721 sayılı Kanun'un 223/1. maddesinde “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.”ve yine aynı maddenin 8. fıkrasında "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." yer alan düzenleme gereğince, mahkemesince durma kararı verilerek, geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/03/2017 tarihli ve 2016/726 esas, 2017/163 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Şüpheli ... hakkında, 11/06/2015, 06/02/2016 ve 27/03/2016 tarihlerinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 04/04/2016 tarihli ve 2015/31183 soruşturma, 2016/315 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve tedaviye tabi tutulmasına karar verildiği, kararın şüpheliye tebliğ edilerek 03/05/2016 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştirildiği, şüphelinin, henüz erteleme kararı kesinleşmeden 06/04/2016 tarihinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği, bu eylem nedeniyle yürütülen soruşturma evrakının 2015/31183 sayılı soruşturma evrakı ile birleştirilmesine karar verildiği, şüphelinin erteleme kararının kesinleşmesinden sonra ve fakat henüz denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanmasından önce 06/05/2016 tarihinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle belirlenmesi üzerine erteleme kararının kaldırılmasına karar verilerek Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 07/11/2016 tarihli iddianamesi ile Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianamede 06/05/2016 tarihli eylemin ihlal olarak gösterildiği, yapılan yargılama sonucunda, Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/03/2017 tarihli ve 2016/726 esas, 2017/163 sayılı kararı ile sanığın soruşturma başlamadan önce tedavi amaçlı kendiliğinden sağlık kuruluşuna başvurduğu gerekçesiyle 5237 sayılı TCK’nın 192/4 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/4-a maddeleri gereğince “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verildiği, anlaşılmıştır.
    Her ne kadar Konya 2 Asliye Ceza Mahkemesince, hakkında soruşturma başlamadan önce sanığın 14/09/2014 tarihinde tedavi amaçlı kendiliğinden Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi AMATEM Kliniğine başvurması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 192/4 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/4-a maddeleri gereğince “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş ise de;
    Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca 04/04/2016 tarihinde verilen ve 16/04/2016 tarihinde aynı konutta oturan yakını imzasına usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek 03/05/2016 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüphelinin denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra, şüphelinin 06/05/2016 tarihinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle belirlenmesi nedeniyle, şüphelinin beş yıllık erteleme süresi içerisinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği iddiasıyla hakkında kamu davası açıldığı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde yer alan , "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir." ve 191/4. fıkrasında yer alan, “Kişinin, erteleme süresi zarfında;
    a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
    b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
    c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” ve anılan maddenin 5. fıkrasındaki, "Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz." şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında, sanığın beş yıllık erteleme süresi içerisinde yeniden uyuşturucu madde kullanması nedeniyle hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 4.fıkrasının c) bendinde yer alan emredici hüküm nedeniyle kamu davası açıldığı, kamu davasının; TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının a) bendinin ihlali nedeniyle değil aynı fıkranın c) bendi gereğince açılması karşısında; şüpheli hakkında henüz denetimli serbestlik tedbirinininfazına başlanmamasının ve bir denetimli serbestlik dosyasının henüz oluşturulmamasının yukarıda açıklanan nedenlerle somut olayda kamu davası açılmasına engel teşkil etmeyeceği, bu nedenle kanun yararına bozma istemi ve ihbarnamedeki “durma” kararı verilmesi gerektiğine ilişkin gerekçenin yerinde olmadığı anlaşıldığından; mahkemece kamu davasında yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerektiği, TCK’nın 192/4. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin somut olayda uygulanma olanağının bulunmadığı gözetilmeden usul ve kanuna uygun olmayan gerekçe ile “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi kanuna aykırı olup sanık lehine verilmiş olan ve davanın esasını çözen bu karardan dolayı yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek, kanun yararına bozma isteminin değişik gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
    D-) Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemesince yargılamaya devamla esas hakkında bir karar verilmesi yerine “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görüldüğünden; Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/03/2017 tarihli ve 2016/726 esas, 2017/163 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
    14/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
















    Hemen Ara