Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5207 Esas 2022/5315 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/5207
Karar No: 2022/5315
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5207 Esas 2022/5315 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/5207 E.  ,  2022/5315 K.

    "İçtihat Metni"


    B O Z M A Ü Z E R İ N E


    İNCELENEN KARARIN
    MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
    SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
    HÜKÜM : Düşme
    TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

    Suça sürüklenen çocuk hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
    I. HUKUKÎ SÜREÇ
    1. ... 3. Çocuk Mahkemesinin, 14.06.2016 tarihli ve 2013/371 Esas, 2016/808 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereği cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde, 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
    2. ... 3. Çocuk Mahkemesinin, 14.06.2016 tarihli ve 2013/371 Esas, 2016/808 Karar sayılı kararının, katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 22.10.2020 tarihli ve 2020/10585 Esas, 2020/14477 Karar sayılı ilâmıyla;
    "a) Oluş, iddia, dosya kapsamı, katılan beyanı ile uyumlu tanık anlatımları ile adli muayene raporu karşısında, suça sürüklenen çocuğun, ele geçirilemeyen tabanca ile ateş ettiği katılanı, sol humerusta ağır (4) derecede parçalı kırık meydana gelecek şekilde yaraladığı anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nin 86/1, 86/3-e, 87/3, 31/2. maddeleri gereği mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
    Kabule ve uygulamaya göre de;
    b) 15.05.1998 doğumlu olup hükmün açıklandığı 14.06.2016 tarihli celsenin açık yapılması ve hükmün de açık duruşmada açıklanması suretiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (B. ve P. /Birleşik Krallık, P. 32-49; Diennet/Fransa, Seri A No: 325, 26/09/1995; Axen/Almanya, Seri A No: 72, 08/12/1983) kararlarında belirtildiği üzere Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 'Adil yargılanma hakkı' başlıklı 6. maddesine ve 5271 sayılı CMK’nin 185. maddesine muhalefet edilmesi,"
    Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
    3. ... 3. Çocuk Mahkemesinin, 12.10.2021 tarihli ve 2020/527 Esas, 2021/517 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan açılan kamu davasının, 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı ve 67 nci maddeleri ile 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca suç için öngörülen zaman aşımı süresinin dolduğundan bahisle düşmesine karar verilmiştir.
    II. TEMYİZ SEBEPLERİ
    Cumhuriyet savcısının temyiz sebebi; suç için öngörülen zaman aşımı süresinin dolmadığı gözetilerek suça sürüklenen çocuk hakkında, Yargıtay bozma ilâmı gereği mahkûmiyet kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.
    III. OLAY VE OLGULAR
    1. Katılanın olay günü kendi sevk ve idaresindeki araçla, yanında tanık Oktay da olduğu hâlde seyir hâlindeyken, suça sürüklenen çocuğun arabanın önüne geçerek katılandan durmasını istediği ve belinden çıkardığı siyah bir tabanca ile bir el ateş ederek katılanı kolundan yaraladığı, katılanın bu sebeple hayat fonksiyonlarına etkisi ağır (4) derecede olan sol humerus parçalı kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralandığı anlaşılmıştır.
    2. Suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği belirlenmiştir.
    3. Katılan ile tanık Oktay'ın anlatımları birbiri ile uyumludur.
    4. Suça sürüklenen çocuğun eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı ... Adlî Tıp Şube Müdürlüğü tarafından tanzim olunan, 25.02.2013 tarihli;
    "Sol humerus parçalı kırık, basit bir tıbbî müdahale ile giderilemez, hayat fonksiyonlarına etkisi ağır (4) derecededir."
    Görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.
    5. ... 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2011/150 Esas, 2013/129 Karar ve 27.06.2018 kesinleşme tarihli kararı ile suça sürüklenen çocuğun, 15.05.1998 olan doğum tarihinin, 01.01.1995 olarak düzeltildiği belirlenmiştir.
    6. Katılanın, 31.12.1997 doğumlu olup suç tarihinde 15 yaşını doldurmadığı gözetilerek şikâyet ve katılma haklarını kanunî temsilcisi olan babası aracılığıyla kullandığı belirlenmiştir.
    IV. GEREKÇE
    1. Suça sürüklenen çocuğun, ... 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2011/150 Esas, 2013/129 Karar ve 27.06.2018 kesinleşme tarihli kararı ile 15.05.1998 olan doğum tarihinin, 01.01.1995 olarak düzeltildiği, bu itibarla suça sürüklenen çocuğun, 26.09.2012 olan suç tarihinde 15 yaşını doldurduğu ancak 18 yaşını doldurmadığı, bu nedenle 5237 sayılı Kanun'un 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında bulunduğu belirlenmiştir.
    2. 5237 sayılı Kanun'un Dava zamanaşımı başlıklı 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümüne göre;
    "Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
    (d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda on beş yıl,
    Geçmesiyle düşer."
    Aynı maddenin üçüncü fıkrası ise dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâllerinin de göz önünde bulundurulacağına hükmeder.
    2. Suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasına konu suçun, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi ve 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında bulunduğu ve 15 yıllık olağan zaman aşımı süresine tabi olduğu belirlenmiştir. Aynı Kanun'un 66 ncı maddesinin ikinci fıkrası ise suça sürüklenen çocuklar yönünden dava zamanaşımının tespitine ilişkin esaslara yer verir. Buna göre; "Fiili işlediği sırada ...; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer."
    3. Bu açıklamalar ışığında dava zamanaşımı incelendiğinde; 01.01.1995 doğumlu olup suç tarihinde 15 yaşını doldurmuş 18 yaşını doldurmamış olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk açısından yargılama konusu suça ilişkin olağan dava zamanaşımının 10 yıl, olağanüstü dava zamanaşımının ise 15 yıl olduğu, dava dosyası kapsamı itibarıyla dava zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı belirlenmekle, suça sürüklenen çocuk hakkında tanzim olunan iddianame ile 5237 sayılı Kanun'un 31 inci maddesinin ikinci fıkrasının uygulanmasının talep edilmesi karşısında suça sürüklenen çocuğa 5237 sayılı Kanun'un 31 inci maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanma ihtimaline binaen 5271 sayılı Kanun'un 226 ncı maddesi uyarınca ek savunma hakkı da tanınarak mahkûmiyet hükmü kurulması gerekirken hatalı değerlendirme neticesinde açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
    V. KARAR
    Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle ... 3. Çocuk Mahkemesinin, 12.10.2021 tarihli ve 2020/527 Esas, 2021/517 Karar sayılı kararına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
    Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    20.06.2022 tarihinde karar verildi.






    Hemen Ara