Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6701 Esas 2022/1726 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6701
Karar No: 2022/1726
Karar Tarihi: 10.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6701 Esas 2022/1726 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, dava dışı asıl borçlu ile muhtelif tarihli ve bedelli genel kredi sözleşmeleri imzaladı. Davalı ise toplam 1.300.000 TL bedelli genel kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladı. Ancak kredi sözleşmesine ilişkin yükümlülükler yerine getirilmedi. Bunun üzerine kredi borçlusu ve kefillerine ihtarname gönderildi. Sonuç alınamayınca ilamsız takip başlatıldı. Fakat davalı haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz etti. Davacı ise takibe yapılan itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etti. İlk derece mahkemesi dava açıldıktan sonra ödeme nedeniyle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verdi. Ancak davalı nedeniyle aleyhine 300.000 TL olan takip tutarı asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedildi. Bölge adliye mahkemesi, istinaf başvurusunu esastan reddetti. Temyiz edilen kararın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verildi.
Kan
11. Hukuk Dairesi         2020/6701 E.  ,  2022/1726 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.10.2018 tarih ve 2016/203 E- 2018/774 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.06.2020 tarih ve 2019/63 E- 2020/609 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı ile dava dışı asıl borçlunun arasında muhtelif tarihli ve bedelli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığını, davalının da toplam 1.300.000.-TL bedelli genel kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, ancak kredi sözleşmesine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, bunun üzerine kredi borçlusu ve kefillerine yönelik ihtarname düzenlendiğini ve gönderildiğini, ancak sonuç alınamayınca asıl borçlu ve kefillere karşı kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığını, fakat davalının haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, fazlaya dair haklar saklı tutularak takibe yapılan itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, imzalanan genel kredi sözleşmesinin gabin nedeniyle batıl olduğunu, ayrıca asıl borçluya başvurulmadan kefilin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, kredi borcu ve faizinin de fazla hesaplandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, alınan bilirkişi raporlarına göre, takip tarihi itibariyle davalının, davacı bankaya karşı müşterek borçlu müteselsil kefil olarak takip tutarı kadar sorumluluğunun bulunduğu, ancak yargılama sırasında dava dışı asıl borçlu tarafından takip konusu borcun ödendiği, bu nedenle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı, ancak davalı tarafından davanın açılmasına sebebiyet verildiği ve aleyhine 300.000.-TL olan takip tutarı asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiği gerekçesiyle dava açıldıktan sonra ödeme nedeniyle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, takip ve dava tarihi itibariyle ana para borcu olan 300.000,00 TL'nin %20'si oranında hesaplanan 60.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildi.

    Karar, davalı vekili tarafından istinaf edildi.
    Bölge adliye mahkemesince, mahkemece verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinafa başvuran davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara