Esas No: 2019/4019
Karar No: 2022/14324
Karar Tarihi: 13.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/4019 Esas 2022/14324 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2019/4019 E. , 2022/14324 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Sanık müdafisinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 318. maddesi uyarınca reddine oy birliğiyle karar verildikten sonra gereği görüşüldü;
1)Katılanın, araç kiralama işi yapan sanıktan 03.09.2013 tarihinde bir günlüğüne kiraladığı aracı kullanıp sözleşmede gösterildiği şekilde iade ederek kira bedelini ödediği, fakat aracı kiralarken sanığa teminat olarak verdiği imzalı boş belgenin sanık tarafından 03.09.2013 tanzim ve 10.09.2013 vade tarihli, 3.600 TL bedelli bono olacak şekilde doldurulup Antalya 10. İcra Müdürlüğünün 2013/8669 Esas sayılı dosyasında icra takibine konu edildiği, bu şekilde sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul edilmiş ise de, sanığın kabul edilen eyleminin müşteki tarafından kendisine verilen imzalı ve boş belgeyi belirtilen biçimde doldurarak bono şeklinde müştekiye yönelik icra takibine konu etmesinin TCK'nin 209/1 maddesindeki suçu oluşturduğu ve müştekinin şikayetinin de süresinde olduğunun görüldüğü ancak, İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 24.03.1989 tarih ve 1988/1-1989/2 sayılı ilamı ile Dairemizin istikrarlı kararlarında öngörüldüğü üzere, boş kağıdın anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı delille ispatı zorunlu olup, katılanın soyut iddiası dışında, suç konusu belgenin aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğuna ilişkin yazılı delil bulunmadığı gibi yazılı delil başlangıcı kabul edilebilecek bir delil de sunulmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkumiyetine hükmolunması,
2)Kabul ve uygulamaya göre de;
a)Belgelerde yapılan sahteciliğin aldatıcılık niteliği bulunup bulunmadığının tayin ve takdiri hâkime ait olup suça konu belge duruşmaya getirtilerek incelenmeyip, aldatıcılık kabiliyetini haiz olup olmadığının gerekçeli kararda da tartışılmadığının anlaşılması karşısında, Mahkemece öncelikle sahte olduğu kabul edilen bono aslının duruşmaya getirtilip usulüne uygun şekilde incelenmek suretiyle özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan sonra aldatma kabiliyeti bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılıp söz konusu belgenin denetime imkan verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulması da sağlanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile mahkumiyet hükmü verilmesi,
b) Sanık müdafisinin lehe olan hükümlerin uygulanmasına yönelik talebi olduğu halde hükmolunan cezadan TCK'nin 62. maddesinde düzenlenen takdiri indirim nedeninin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırı,
c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 13.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.