Esas No: 2020/8422
Karar No: 2022/1730
Karar Tarihi: 10.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8422 Esas 2022/1730 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8422 E. , 2022/1730 K.Özet:
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen ve temyiz edilen bir kararın incelenmesi sonucunda, mahkemece verilen hükmün gerekçesiyle çelişkili olduğu belirlenmiş ve kararın re'sen bozulmasına karar verilmiştir. Davacı borçlu tarafından kefil olunan bir kredi nedeniyle bankaya yapılan ödemelerin rücuen iadesi talep edilirken, davalı vekili ise davacının borcu elden ödediğini iddia etmiş, bu nedenle davanın reddini ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Kararda ise Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın yargılamanın açıklığı ilkesine vurgu yapılmış, hükümlerin açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde kurulması gerektiği ifade edilmiştir. Bu nedenle, hükmün gerekçesiyle çelişkili olduğu belirlenerek re'sen bozulmasına karar verilmiştir. HUMK'un 382 ve devamı maddelerinde ve HMK'nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve kararın nasıl yazılacağı hükme bağlanmıştır. HMK'nın 298/2. maddesinde ise gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 04.12.2019 tarih ve 2019/797 E. - 2019/1262 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalının İş Bankası A.Ş'den kullandığı krediye kefil olması sebebiyle bankaya ödeme yaptığını, ödenen tutarın rücuen iadesine yönelik icra takibinin davalının itiraz etmesiyle durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının davacının 3.kişilere olan borçlarını ödediğini, elden nakit ödemeler de yaparak borcunu bu yolla ödediğini belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda, davanın kabulüne, Bursa 6. İcra Müdürlüğü'nün 2012/11750 esas sayılı dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptaline, takibin 37.012,77 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki kayıtlarla birlikte devamına, 37.012,77 TL'nin %20'si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’un 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK'nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece verilen hükmün gerekçesinde, davacının dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadan 26.000.-TL üzerinden takibe yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiği, harcını bu bedel üzerinden yatırdığı, bu nedenle hükmün 26.000.-TL üzerinden kurulması gerekirken, kısa karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratmamak adına, hatalı da olsa duruşmada tefhim edildiği şekilde 37.012,77 TL üzerinden hüküm kurulduğu ancak 37.012,77 TL üzerinden hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilmiş olup kısa kararla uyumlu, fakat hükmün gerekçesiyle çelişkili olacak şekilde davanın kabulüne, davalının ödeme emrine itirazının iptaline, takibin 37.012,77 TL asıl alacak üzerinden devamına, 37.012,77 TL'nin %20'si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Mahkemece gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratır şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle re'sen bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 10/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.