Esas No: 2020/5244
Karar No: 2022/1701
Karar Tarihi: 10.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5244 Esas 2022/1701 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/5244 E. , 2022/1701 K.Özet:
Davacı ile davalı arasındaki istasyonlu bayilik sözleşmesi feshedilmişti. Davacı davalıdan 100.000 USD cezai şart alacağı ve 52.962,00 TL kâr mahrumiyeti talep etmişti. İlk derece mahkemesi, feshin gerekçesinin haklı olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmişti ve bu kararı davacı vekili istinaf etmişti. Bölge Adliye Mahkemesi, davacı tarafça dosyaya sunulan delillerin yeterli olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunu esastan reddetti. Karar temyiz edilmişse de istinaf başvurusunun usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır. Kanun maddeleri: HMK'nın 353/b-1, 370/1 ve 372.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28.11.2016 tarih ve 2014/1485 E- 2016/875 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 30.09.2019 tarih ve 2017/2222 E- 2019/1930 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 08.03.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davacı arasında 18/09/2010 tarihli ve 5 yıl süreli istasyonlu bayilik sözleşmesi, otogaz bayilik sözleşmesi ve 01/09/2010 tarihli 5 yıl süreli protokol imzalandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili tarafından ticari koşullarda anlaşma sağlanamaması ve Sağlık Emniyet Çevre ve Güvenlik koşullarına uyulmaması sebebiyle 21/03/2014 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, sözleşmenin 13/a maddesi uyarınca sözleşmeye aykırılık halinde müvekkilinin sözleşmeyi fesih hakkının olduğunu, 14/a maddesi gereğince bayiinin 100.000 USD cezai şart ödemesi gerektiğini ayrıca kâr mahrumiyeti alacaklarının oluştuğunu ileri sürerek, 100.000 USD cezai şart alacağının ve 52.962,00 TL kâr mahrumiyetinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, feshin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir
Mahkemece, davacı yanın TS 11939 nolu standartlara aykırılık tespit edildiği gerekçesiyle sözleşmeyi feshettiği, fesih tarihinde ilgili standartların yürürlükten kaldırıldığı ve farklı standartlarla revize edildiği, bu standartların da yayımı tarihinden önce kurulmuş ve faaliyet gösteren istasyonları kapsamayacağının ilgili tebliğde yazılı olduğu, işin mahiyeti gereği standartlara bağlı olmasa bile tarafların iş güvenliği gibi hususları gözetmesi gerektiği, bu kapsamda davacının ileri sürdüğü hususların delillendirilmediği, kaldı ki akde aykırı bir durumun olması halinde bile bu konudaki aykırılığın giderilmesi için makul bir süre verilip sonucunun beklenmesi, giderilmediğin tespiti ve delillendirilmesi halinde ise akdin feshinin gündeme gelebileceği, sözleşmenin normal bitiş süresine kısa bir zaman kala yapılan bu feshin ve gerekçesinin haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafça dosyaya sunulan delillerin iddialarını kanıtlamaya yeterli olmadığı, fesih ihtarnamesinde yer alan ticari koşullarda anlaşma sağlanamaması hususlarıyla ilgili dosyaya delil de sunulmadığı, ayrıca dava tarihinden önce iddiaya konu ihlale ilişkin bir tespit de bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istnaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 36,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.