Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/13070 Esas 2022/14287 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/13070
Karar No: 2022/14287
Karar Tarihi: 13.09.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/13070 Esas 2022/14287 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2021/13070 E.  ,  2022/14287 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi


    I-Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
    5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
    II-Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
    1- Sanık ... ve temyiz dışı sanık ...’in ... isimli şirketin ortağı oldukları, katılana ait şirketten akaryakıt aldıkları ve bu nedenle aralarında alacak borç ilişkisinin bulunduğu, sanık ...’in katılana 75000 TL borcuna karşılık 108.420,00 TL bedelli çeki ciro ederek verdiği, katılan tarafından çekin bankaya ibrazında çekteki keşideci imzasının sahte olduğunun anlaşıldığı, bu suretle sanığın üzerine atılı suçu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 tarihli ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması hâlinde, borç hileli davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı nazara alındığında; dosya kapsamına göre sanık ile katılan arasında önceden doğan borç sebebiyle suça konu çekin verildiğinin anlaşılması karşısında, somut olayda nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine hükmolunması,
    2-Kabule göre de;
    a-Sanık hakkında TCK'nin 158/1-f-son maddesinde öngörüldüğü şekilde ceza tayin edilmesine karşın, anılan maddenin son fıkrasının iddianamede yer almaması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 226. maddesi uyarınca sanığa ek savunma hakkı verilmeden TCK’nin 158/1-f-son madde ve fıkrası uygulanmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması yasaya aykırı,
    b-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara