Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5165 Esas 2022/5330 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/5165
Karar No: 2022/5330
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5165 Esas 2022/5330 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/5165 E.  ,  2022/5330 K.

    "İçtihat Metni"


    B O Z M A Ü Z E R İ N E
    İNCELENEN KARARIN
    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SAYISI : 2020/293 E., 2021/146 K.
    SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
    HÜKÜM : Mahkûmiyet
    TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
    Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

    I. HUKUKÎ SÜREÇ
    1. Düzce 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.12.2015 tarihli ve 2015/70 Esas, 2015/499 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve aynı maddenin birinci fıkrasının son cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

    2. Düzce 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.12.2015 tarihli ve 2015/70 Esas, 2015/499 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 20.02.2020 tarihli ve 2019/16682 Esas, 2020/3461 Karar sayılı ilâmıyla;
    "a)Oluş, iddia, dosya kapsamı ve kabule göre, sanık ile mağdur arasında çıkan ilk tartışmanın sonlanması ve sanığın olay yerinden ayrılmasını müteakip yaklaşık on beş dakika sonra ve üzerinde bıçak bulunduğu halde olay yerine tekrar gelerek mağduru dışarı çağırması ve taraflar arasında yeniden tartışma başlaması şeklinde gerçekleşen ve Adli Tıp Kurumu Düzce Şube Müdürlüğünce tanzim olunan 02/02/2015 tarihli rapora göre, “sternum alt ucunda 1-2 cm. solunda 2-3 cm.'lik bıçak kesisi bulunmakla, tarif edilen kesici delici alet yaralanmasının seyir özelliklerinin yukarından aşağıya ve soldan sağa doğru olduğu, kotu (kaburgayı) ve altındaki damar sinir paketini keserek diafragmayı geçip batın içine girdiği, organ kesisi yapmadan sonlanmakla hayati tehlike geçirmesine neden olduğu, ayrıca kaburga kemiğinde hafif (1) derecede kırık meydana getirdiğinin belirtildiği olayda, suçta kullanılan aracın elverişliliği, hedef alınan vücut bölgesi, meydana gelen yaralanmaların ağırlığı nazara alınarak, sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olup olmadığı hususunda delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kabule göre de;
    b)Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,"
    Nedenleriyle bozulmasına ve 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına karar verilmiştir.

    3. Düzce 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.05.2020 tarihli ve 2020/146 Esas, 2020/199 Karar sayılı kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda sanık hakkında kamu davasına ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirilmesi görev ve yetkisinin yüksek dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle 5235 sayılı Kanun’un 11 inci ve 12 nci maddeleri ile 5271 sayılı Kanun'un 3 üncü, 4 üncü ve 5 inci maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmiştir.

    4. Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.04.2021 tarihli ve 2020/293 Esas, 2021/146 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 35 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedilerek 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının korunması ile 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

    II. TEMYİZ SEBEPLERİ
    Sanık müdafiinin temyiz sebepleri;
    1.Sanığın eyleminin, kasten yaralama suçunun kanunî unsurlarını taşıdığına, bu nedenle suç vasfının hatalı belirlendiğine,
    2.Sanığın, meşru savunma kapsamında hareket ettiğine,
    3.Sanık hakkında kurulan hükümde haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiğine,
    4.Vesaire,
    İlişkindir.

    III. OLAY VE OLGULAR
    1. Sanığın, mağdurun çalıştığı lokantaya müşteri olarak gittiği, agresif söylem ve tavırlarla sipariş verdiği ancak mağdurun, sanığın siparişini yerine getirmemesi nedeniyle tarafların tartıştıkları ve sanığın iş yerinden ayrıldığı, yaklaşık 15 dakika sonra sanığın bıçak temin ederek işyerine geri geldiği ve mağduru dışarı çağırdığı, burada tekrar tartışmaları üzerine sanığın bıçakla, tek darbe ile göğüs bölgesinden yaraladığı mağduru sternumun (göğüs kafesinin) alt ucu sol tarafın 1-2 cm. solunda 2-3 cm.'lik derine kadar uzanan kesi oluşacak ve kesinin kaburgayı ve altındaki damar sinir paketini keserek diafragmayı geçip batın içine girecek şekilde yaraladığı, mağdurun bu nedenle hayati tehlike geçirdiği ve kaburgalarında hayat fonksiyonlarına etki derecesi hafif (1) olan kemik kırığı meydana geldiği, mağdurun yaralanması üzerine sanığın olay yerinden kaçtığı anlaşılmıştır. Sanığın agresif söylemlerde bulunması ve iş yerinde taşkınlık yaratmasından kaynaklı mağdur ile arasında sözlü tartışma başladığı, mağdur tarafından iş yerinden uzaklaştırılmasının ardından yaklaşık 15 dakika kadar sonra üzerinde bıçak bulunur şekilde mağdurun bulunduğu iş yerine tekrar geldiği, mağduru ve tanığı dışarıya çağırdığı, bu şekilde yeni bir sözlü ve fiziki tartışma başlattığı, ardından mağduru kesici ve delici alet ile hayati tehlike geçirmesine neden olacak ve kemik kırığı meydana getirecek şekilde yaraladığı olayda, suçta kullanılan aletin elverişliliği, mağdurun hayati vücut bölgesinin hedef alınması, kesici ve delici aletle gerçekleştirilen darbenin şiddeti ve meydana gelen yaralanmaların ağırlığı ile olayın cereyan tarzı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu kabul edilerek buna göre uygulama yapıldığı anlaşılmıştır.

    2. Sanığın, üzerine atılı suçlamayı ikrar ettiği belirlenmiştir.

    3. Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak; Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Düzce Adlî Tıp Şube Müdürlüğü tarafından tanzim olunan 02.02.2015 tarihli; "Kişide 1 adet kesici-delici alet yaralanması tarif edildiği, tarif edilen kesici delici alet yaralanmasının seyir özelliklerinin yukarından aşağıya ve soldan sağa doğru olduğu, kotu (kaburgayı) ve altındaki damar sinir paketini keserek diafragmayı geçip batın içine girdiği, organ kesisi yapmadan sonlandığı ve oluşturduğu yaralanmanın;
    a) Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu,
    b) Kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı,
    c) Tarif edilen kot kesisinin adli tıbbi uygulamada kemik kırığı şeklinde değerlendirildiği cihetle kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi hafif (1), orta (2,3), ağır (4,5,6) şeklinde sınıflandırıldığında; tarif edilen kot kesisinin hayat fonksiyonlarını HAFİF (1) derecede etkiler nitelikte olduğu"
    Görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.

    IV. GEREKÇE
    A. Suç Vasfı Yönünden
    Sanığın, ilk tartışmadan sonra olay yerinden uzaklaştırıldığı, yaklaşık 15 dakika sonra temin ettiği bıçakla olay yerine geri döndüğü, mağduru dışarı çağırdığı ve tekrar tartışma başlattığı, ardından mağduru kesici ve delici alet ile hayati tehlike geçirmesine neden olacak ve kemik kırığı meydana getirecek şekilde yaraladığı, suçta kullanılan aletin elverişliliği, mağdurun hayati vücut bölgesinin hedef alınması, kesici ve delici aletle gerçekleştirilen darbenin şiddeti ve meydana gelen yaralanmaların ağırlığı ile olayın cereyan tarzı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğunun kabulü ile buna göre uygulama yapılmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

    B. Meşru Savunma Yönünden
    Sanığın, ilk tartışmadan sonra olay yerinden uzaklaştırıldığı, yaklaşık 15 dakika sonra temin ettiği bıçakla olay yerine geri döndüğü ve mağduru dışarı çağırarak yeni bir tartışma başlattığı ve bunun üzerine olayı gerçekleştirdiği anlaşılmakla, somut olayda meşru savunma koşullarının bulunmadığı belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

    C. Haksız Tahrik Yönünden
    Mağdur ile sanık arasında, sanığın sipariş verirken agresif söylem ve tavırlar sergilemesi nedeniyle gelişen ilk tartışmanın son bulmasını müteakip sanığın üzerine bıçak alarak olay yerine tekrar geldiği, mağduru dışarıya çağırarak ikinci bir tartışma başlattığı ve şiddetli ve seyirli bir bıçak darbesi ile mağduru öldürme kastı ile kasten yaraladığı olayda, sanığın, mağdurun çalıştığı iş yerinde huzursuzluk çıkarıp mağdura agresif söylemlerde bulunarak ilk tartışmayı başlattığı, dolayısıyla ilk haksız hareketin işi başındaki mağdura karşı ilk haksız hareketi gerçekleştiren sanıktan kaynaklandığı, sanıktan kaynaklı başlayan ilk tartışmanın sonlanmasını müteakip üzerinde bıçak bulunur şekilde olay yerine geri gelen sanığın, mağdurun yaşamını tehlikeye sokacak hâlde mağduru yaralaması ile sonuçlanan ikinci tartışmayı da başlattığı, bu itibarla mağdur ile arasındaki tartışmanın başlangıcında ilk haksız hareketin sanıktan kaynaklandığı anlaşılmakla, sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği haksız tahrik indirimi uygulanmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    D. Vesaire Yönünden
    Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ve yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
    V. KARAR
    Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.04.2021 tarihli ve 2020/293 Esas, 2021/146 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
    Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    20.06.2022 tarihinde karar verildi.





    Hemen Ara