Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/190 Esas 2022/14474 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanığın sahte sürücü belgesini kolluk görevlilerine ibraz ettiği, daha önce de aynı suçu işlediği gerekçesiyle yargılandığı ancak sonrasında beraat ettiği belirtilen bir davada, tek suç olup olmadığına dair değerlendirme yapılması gerektiği ve sanığın hukuki durumunun tam olarak incelenmemesi nedeniyle hüküm bozuldu. Kanun maddeleri olarak 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASI kararlaştırıldı.

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi


Sanığın, 05.04.2013 tarihinde ... Polis Merkez Amirliği görevlerince yapılan kontrol sırasında ... adına düzenlenmiş 47406 numaralı sahte sürücü belgesini kolluk görevlilerine ibraz ettiği, sistemde yapılan araştırmada 15.11.2011 tarihinde bahse konu sürücü belgesini Polatlı Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliği görevlilerine ibraz ederek kullandığının tespiti üzerine bu eyleme ilişkin evrakın tefrik edilip, yetkisizlik kararı ile dosyanın Polatlı Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve sanık hakkında işbu yargılamanın yapılıp mahkumiyet hükmü kurulduğu, 05.04.2013 tarihli eylem nedeniyle ise sanık hakkında İscehisar Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/144 Esas ve 2018/19 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda kurulan mahkumiyet hükmünün, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 2018/423 Esas ve 2018/756 Karar sayılı ilamı ile kaldırılıp sanığın beraatine hükmedildiği ve bu hükmün kesinleştiği, ayrıca, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, resmi belgede sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu ve suç tarihleri de dikkate alınarak, suçun sübutu halinde sanığın eylemlerinin her biri yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçları mı, bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğu, tek suç oluşturduğunun kabulü halinde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturup oluşturmadığının değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle öncelikle anılan dosyada bulunan ve bu davayı ilgilendiren sürücü belgesi aslı ile tüm bilgi ve belgelerin okunaklı ve onaylı örneklerinin dosyaya intikali sağlandıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme sonucu hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.