Esas No: 2021/16504
Karar No: 2022/14467
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/16504 Esas 2022/14467 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/16504 E. , 2022/14467 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
A) "Nitelikli Dolandırıcılık" suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde:
Sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun, katılan aleyhine haciz işlemi yapılması ile tamamlanmış olduğu anlaşıldığından sanık hakkında atılı suça ilişkin teşebbüs hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmayarak, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04.03.2008 tarih ve 47/43 sayılı kararında açıklandığı üzere, eleştiri konusu yapılan ve sanığın gerçekte alması gereken ceza miktarından daha az bir ceza almasına yol açan mahkeme uygulamasının sanık lehine olması nedeniyle bu yanılgılı uygulamada yapılan hatadan ötürü ikinci kez atıfet sağlayacak şekilde bozma yapılmasının adalet ve hakkaniyete uygun olmayacağı cihetle sanık hakkında TCK'nin 158/1-d ve 35. maddeleri uyarınca tayin edilen 1 yıl 4 ay hapis cezasından aynı Kanun'un 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılması sonrası sanığın 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılması gerekirken hatalı hesap sonucu 1 yıl 2 ay 10 gün şeklinde fazla ceza tayini ikinci kez atıfete sebep olacağından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulama yönünden Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun‘un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin "120 gün", "80 gün", "66 gün" ve "1320 TL" adli para cezası ibarelerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla "5 gün", "3 gün", "2 gün" ve "40 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B) "Resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde:
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Yapılan sahtecilikte aldatıcılık niteliği bulunup bulunmadığının tayin ve takdirinin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, söz konusu bononun mahkeme heyeti tarafından incelenip özelliklerinin zapta geçirilmesi, bu şekilde, sahtecilikte aldatıcılık niteliği bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden, ayrıca Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.12.1992 tarih ve 1/5 ve Ceza Genel Kurulunun 24.03.1998 tarih ve 51/106 sayılı kararlarında açıklandığı üzere; kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda öngörülen bütün unsurları taşıması gerektiği, aynı Kanun'un 776. maddesi uyarınca senet metninde bulunması gerekli zorunlu unsurlardan olan "düzenleme yeri" bulunmaması halinde senedin özel belge niteliğinde olacağı, dosya içerisinde bulunan suça konu belge fotokopisi üzerinde heyetimizce yapılan gözlemde bonoyu düzenleyenin ismi altında “... MH, Güzelbağ SK, No:28” biçiminde bir adres gösterildiği, bu adresin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde anlaşılabilir bir idari birim adını ifade etmediği, bu itibarla, suça konu bonoda açıkça düzenleme yeri belirtilmediği, senedin bono vasfında bulunmadığı anlaşıldığından sanığın eyleminin TCK'nin 207. maddesi uyarınca özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden eksik inceleme ve suç vasfında hata yapılarak hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.