Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/3675 Esas 2022/5332 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/3675
Karar No: 2022/5332
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/3675 Esas 2022/5332 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/3675 E.  ,  2022/5332 K.

    "İçtihat Metni"


    B O Z M A Ü Z E R İ N E


    İNCELENEN KARARIN
    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SAYISI : 2018/257 E., 2020/1170 K.
    TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
    Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

    I. HUKUKÎ SÜREÇ
    1. ... 27. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.11.2014 tarihli ve 2013/274 Esas, 2014/564 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve aynı maddenin birinci fıkrasının son cümlesi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ayrı ayrı 2 yıl 11 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
    2. ... 27. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.11.2014 tarihli ve 2013/274 Esas, 2014/564 Karar sayılı kararının sanıklar müdafiileri tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin 14.03.2018 tarihli ve 2017/7699 Esas, 2018/4465 Karar sayılı bozma ilâmıyla;
    "1)Sanık ...’e isnat edilen 5237 sayılı TCK'nin 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 87/1-son maddelerinde öngörülen cezanın alt sınırının 5 yıl hapis cezası olması nedeniyle, savunmasının yargılamayı yapan mahkemece bizzat alınması gerektiği gözetilmeyerek, sanığın savunmasının talimat yoluyla aldırılması suretiyle 5271 sayılı CMK'nin 196/2. maddesine muhalefet edilmesi,
    2)Sanıklar hakkında hüküm kurulurken, TCK'nin 86/1, 86/3-e, 87/1-d maddeleri uyarınca belirlenen hapis cezasının 5 yıldan fazla olması halinde bu cezanın uygulanacağı, 5 yıldan az olması halinde TCK'nin 87/1-son maddesi uyarınca ceza miktarının 5 yıla çıkartılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde takdiren ve teşdiden 7 yıl hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
    3)Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı Kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, "
    Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
    3. ... 27. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.11.2020 tarihli ve 2018/257 Esas, 2020/1170 Karar sayılı kararıyla;
    a) Sanık ... hakkında; neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve aynı maddenin birinci fıkrasının son cümlesi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba,
    b) Sanık ... hakkında; neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve aynı maddenin birinci fıkrasının son cümlesi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba dair kurulan hükmün, sanığın suç tarihinde 65 yaşını doldurduğu gözetilerek 5237 sayılı Kanun'un 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ertelenmesine ve aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca sanığın, 2 yıl 1 ay süreyle denetime tabi tutulmasına,
    Karar verilmiştir.

    II. TEMYİZ SEBEPLERİ
    A. Sanık ... Müdafiinin Temyiz Sebepleri
    1. Sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,
    2. Vesaire,İlişkindir.
    B. Sanık ... Müdafiinin Temyiz Sebepleri
    1. Sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,
    2. Eylemin, meşru savunma kapsamında kaldığına,
    3. Eylemde nitelikli hâlin gerçekleşip gerçekleşmediğine dair adlî tıp kurumu ilgili ihtisas kurulundan rapor alınması gerektiğine,
    4. Fazla cezaya hükmedildiğine,
    5. Vesaire,İlişkindir.
    III. OLAY VE OLGULAR
    1. Katılan ile sanık arasında borç ilişkisinin bulunduğu, olay günü gece saat 01.00 sıralarında katılanın iş yerini kapattıktan sonra 500 metre kadar yakında bulunan ve daha önceden tanıdığı sanık ... tarafından işletilen tekel bayiine gittiği, bu sırada sanığın katılandan olan alacağını istediği, taraflar arasında bu nedenle tartışma çıktığı, katılanın sanığı iterek yere düşürdüğü, bunun üzerine sanık ...'ın, diğer sanık ... ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek sopa ve silah sayılan kırılmış cam şişelerle katılanın kafasına ve vücudunun çeşitli yerlerine vurarak hayat fonksiyonlarına etkisi orta (3) derecede kemik kırığı meydana gelecek ve hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladıkları anlaşılmıştır.

    2. Sanıkların üzerilerine atılı suçlamaları kabul etmedikleri anlaşılmıştır.

    3. Katılanın, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğini beyan ettiği, olay günü olan 11.05.2013 tarihinde tespit olunan beyanının, travmatik SAK (beyin kanaması) etkisi altında iken tespit olunması nedeniyle eksik ya da hatalı olabileceğini belirttiği tespit edilmiştir.

    4. Sanıkların eylemleri neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak; Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Kartal Adlî Tıp Şube Müdürlüğü tarafından tanzim olunan 28.05.2013 tarihli; "Alın ön yüzde yaklaşık 4 cm. yüzeyel kesi, skalpte yaklaşık 4 cm. derin kesi, skalpte "v" şeklinde yaklaşık 4x3 cm., oksipitalde 5 cm. derin kesi, skalp sol tarafta yaklaşık 2 cm. kesi mevcut olduğu, BT de; sağ frontal fraktürler ve sol frontal travmatik SAK, hayati tehlikeye neden olur, kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi orta (3) derecededir."
    Görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.

    5. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği ve gereğinin yerine getirildiği belirlenmiştir.


    IV. GEREKÇE
    A. Sanık ... Müdafiinin Temyiz Sebepleri
    Beraat Kararı Yönünden
    Katılan ile sanık arasında borç ilişkisinin bulunduğu, sanığın katılandan alacaklı olduğu, olay günü sanığın beyanından da anlaşılacağı üzere bu konu ile ilgili bir hususun gündeme geldiği, katılanın, eylemin her iki sanık tarafından gerçekleştirildiğini beyan ettiği, olay tarihinde beyin kanaması teşhisiyle hayati tehlike altında bulunduğu sırada kolluk güçlerince tespit olunan olay tarihli (11.05.2013) beyanının eksik ya da yanlış olabileceğini ifade ettiği, kaldı ki bahse konu ifade içeriğinde de Doğan'ın kendisine vurmadığını ifade etmediği hususları ile katılan hakkında tanzim olunan adlî muayene raporu birlikte değerlendirildiğinde sanığın eylemi sübuta ermiş olup hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

    B. Sanık ... Müdafiinin Temyiz Sebepleri
    1. Beraat Kararı Yönünden
    Katılan ile sanık ... arasında borç ilişkisinin bulunduğu, sanık ...'ın katılandan alacaklı olduğu, olay günü Doğan'ın beyanından da anlaşılacağı üzere bu konu ile ilgili bir hususun gündeme geldiği, sanık ...'ın her aşamadaki anlatımına göre sanık ...'in bu nedenle çıkan tartışmaya sinirlenerek katılana vurduğu, katılanın ise eylemin her iki sanık tarafından birlikte gerçekleştirildiğini beyan ettiği hususları ile katılan hakkında tanzim olunan adlî muayene raporu birlikte değerlendirildiğinde sanığın eylemi sübuta ermiş olup hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

    2. Meşru Savunma Yönünden
    Katılanın, sanık ...'ı itekleyerek ya da yumrukla vurarak yere düşürdüğü ifadeler ile katılanın beyanından anlaşılmakta olup sanık ... hakkında tanzim olunan adlî muayene raporunda herhangi bir darp-cebir bulgusundan bahsedilmediği, bu nedenle katılanın sanık ...'a karşı eyleminin basit yaralama kapsamında kaldığı, buna karşın sanıkların iki kişi olarak fikir ve eylem birliği içerisinde sopa ve kırık cam şişelerle katılanın kafasına ve vücudunun çeşitli yerlerine vurarak kafa kemiklerinde orta (3) derecede kemik kırığı meydana gelmesine ve beyin kanaması geçirmesi nedeniyle hayati tehlike meydana gelecek şekilde yaralanmasına neden oldukları olayda meşru savunma koşullarının bulunmadığı, bu itibarla sanığın ancak haksız tahrikin etkisi altında hareket ettiğinin kabul edilebileceği, kaldı ki sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci maddesi uyarınca (1/2) oranında haksız tahrik indirimi uygulandığı anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

    3. Adlî Muayene Raporu Yönünden
    Katılan hakkında Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Kartal Adlî Tıp Şube Müdürlüğü tarafından tanzim olunan 28.05.2013 tarihli adlî muayene raporunun, adlî tıp kriterlerine uygun olarak tanzim edildiği, aynı düzeydeki bir başka Kurum tarafından tanzim olunan herhangi bir adlî muayene raporu ile aralarında çelişkinin bulunmadığı, bu nedenle hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

    4. Fazla Ceza Tayini Yönünden
    Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği haksız tahrik indirimi ile 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiri indirim nedeninin uygulandığı, sanık hakkında uygulanabilecek başkaca kanunî ya da takdirî indirim sebebinin dava dosyasında bulunmadığı, sanık lehine olan 5237 sayılı Kanun'un 50 nci maddesinin, 51 inci maddesinin ve 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin beşinci fıkrasının, hükmolunan netice ceza miktarı bakımından uygulanmasına hukukî engel bulunduğu anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

    C. Sanıklar Müdafilerinin Vesaire İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden
    1. Sanıklar hakkında kurulan hükümlerde, 5237 sayılı Kanun'un 86 cı maddesinin birinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (e) bendine göre belirlenen ceza miktarlarının, aynı Kanun'un 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca (1) kat artırılması suretiyle belinlenen ceza miktarının, aynı maddenin birinci fıkrasının son cümlesi gereği "5 yıl" hapis cezasının altında kalması durumunda ayrıca 87 nci maddenin birinci fıkrasının son cümlesi gereği "5 yıl" hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle denetime imkân verecek şekilde uygulama yapılması gerekirken 86 cı maddenin birinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (e) bendine göre belirlenen "3 yıl" hapis cezası miktarlarının, 87 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca (1) kat artırılması neticesinde belirlenmesi gereken ceza miktarı "6 yıl" hapis cezası iken yazılı şekilde hem 5237 sayılı Kanun'un 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile aynı fıkranın son cümlesi birlikte işaret edilerek hem de hapis cezasının "6 yıl" yerine "5 yıl" olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini hukuka aykırı bulunmuş ise de temyiz edenin sıfatı karşısında aleyhe temyiz bulunmadığı anlaşılmakla bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasıflarının ve yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

    V. KARAR
    Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle ... 27. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.11.2020 tarihli ve 2018/257 Esas, 2020/1170 Karar sayılı kararında sanıklar müdafileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıklar müdafileri temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
    Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    20.06.2022 tarihinde karar verildi.





    Hemen Ara